28.02.2008

Galatasaray 2 - 1 Fenerbahçe

Çıkan sarı kartlara ve kırmızı kartlara değinmek istemiyorum. Hakem hakkında konuşmayı da hiç istemiyorum. Hakemin sıçmadığı ilk yarım saatte tek kale top oynadık, kalan dakikalarda oyun sanırım 2-3 dakikadan fazla sürekli olarak oynanmadı, hep durdu bir şekilde. Yani sonuç olarak ilk yarım saatte oynanan oyun çok iyiydi, tek kaleye dönmüştü oyun ki daha sonra oynanan şey futbol değildi.

Merak ettiğim tek şey bu maçtan sonra verilecek olan cezalardır, yeni federasyon bakalım eskisinin yaptığı gibi hafif cezalar mı verecek haklı cezalar mı.

Neyse yine devam edip coşup hakeme geleceğim sanırım en sonunda. Erkenden susup bitirmek en mantıklısı. Olan olmuş, rezalet yaşanmış fazla birşey diyemiyorum.

Turu geçtik, kupa yolunda ciddi rakibimiz kalmadı, ilk yarım saatte de dediğim gibi bir derbiye göre fazlasıyla etkili bir oyun oynadık, sevineceğim şeyler bunlar.

Haftasonu iki takımın da performansını merakla bekliyorum, dün geceden sonra lig maçlarında hakemlerin tutumu da ayrı bir merak konusu.

Fiorentina 1 - 0 Livorno


Papa Waigo'nun golüyle Livorno engeli de aşıldı. Juventus, Roma ve Milan'ın puan kaybettiği haftada resmen ilaç gibi geldi bu gol.

Önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi'ne gidileceği konusunda en ufak şüphem yok. Tek korkum Milan'ın dışarıda kalmaması için Fiorentina'yı çeşitli oyunlarla aşağı çekebilecek olmalarıdır, yoksa bu performansla ilk 4'ü geçtim 2. sırada bile bitirilebilir lig.

Inter'in altındaki 4 takımın birbirleri arasında kalan maçları Şampiyonlar Ligi mücadelesinin kaderini etkileyecek, sanmıyorum ki küçük takımlara gereksiz puanlar kaybedilsin bundan sonra.. Kaybedilirse de hepsi aynı oranda kaybeder diye düşünüyorum..

24.02.2008

Halit Güven Kocabal


Eduardo'nun bu şok edici sakatlığından sonra aklıma geldi birden Güven Kocabal ismi. 11 sezon önce İstanbulspor'da oynarken geleceğin en büyük yıldız adaylarından biri olarak gösteriliyordu, sonra bir Fenerbahçe maçında Mustafa Doğan'ın darbesiyle yere düştü bacağı birden fazla yerinden kırıldı ve bir daha da kalkamadı desek yalan olmaz. Hatırladığım kadarıyla 3 defa kırıldı o bacağı. 2 tane bağ kopması bir tane de omur kırılması hatırlıyorum ben. Sanırım daha fazlası var ama bu yazdıklarımdan daha az değil sakatlık sayısı ona eminim işte.

Düşünüyorum M.Doğan'ın o darbesi olmasaydı şu an kendisini nerelerde izlerdik. Avrupaya emin değilim de A Milli Takım'a eminim.

Bir ara kendini toparlar gibi oldu Beşiktaş'a gitti ama orada da olmadı, Kayseri Erciyesspor'a gitti ve orada devam etmekte kariyerine. 1. Lig kariyerine hakkında bir bilgim yok ama takımın kalbur üstü oyuncularından biri konumunda muhtemelen. Çok daha iyi yerlere gelecekken ciddi bir sakatlık ve sonrasında alt ligde devam eden kariyer. Yazık olan isimlerin başında geliyor Güven..

Bir de Okan Buruk var ama o kendini toparladı bir de üstüne avrupa kariyeri yaptı geldi. Daha iyisini o da yapabilirdi talihsiz sakatlığı yaşamasa ama Güven'e göre çok daha şanslı olduğu da bir gerçek...

UEFA Kupası #2

Perşembe gününün öncelikle iyi tarafından başlıyorum. Fiorentina - Rosenborg eşleşmesinde çekinmiştim doğrusu Rosenborg'un Şampiyonlar Ligi performansı sonrası. İlk maçta deplasmandaki 1-0'lık galibiyet de fikrimi değiştirmedi. Neyse ki perşembe akşamı BayArena'da olanlar gibi üzücü şeyler olmadı Artemio Franchi'de ve Fiorentina 2-1 kazanıp yoluna devam etti. Ben kupayı alacağımız konusunda inançlıyım. hep beklediğim Fiorentina - Galatasaray eşleşmesi hayal oldu, bir kere eşleşseler de atılan bütün gollere sevinsem, kazanan kaybeden kavramından uzaklaşsam, hem kazanan olsam hem kaybeden, değişik ve hoş olurdu sanırım.

Maç 1-0 devam ederken bile tedirgindim, 80'de resimde görülen ve bu sezon devre arası takımdaki yerini almış olan Daniele Cacia skoru 2-0 yaptı tüm korkularım gitti. Sonraki Rosenborg golü de formaliteden öteye gidemedi.

Almanya'da olan bitenlere de geçmek istiyorum ama ne yalan söyleyeyim diyecek söz bulamıyorum. Hep gollü beraberlik umudu taşımıştım, yenilsek de tek farklı yeniliriz diyordum. O gün ne olup bittiğini futbolcular ve teknik kadro dışında kimse bilmiyor, diğer UEFA Kupası maçlarımız da dahil sezonun en kötü futboluydu bana kalırsa. Ne A.Wien maçı ne de Helsingborg maçı bunun gibi kötü değildi, en azından baskı ve mücadele vardı o maçlarda. Bu maçta skor ne olursa olsun sadece ileriye top şişirildi.

Son olarak, 4. gol öncesi Orkun hariç herkes gördü sanırım barajın solundaki boşluğu. Orkun kapatır dedik üstüne gelir oradan vurunca dedik ama üstüne geleni de tutamadı. Penaltı golümüzde de top bir karış geride olsaydı topu aramaya stadın çatısına çıkacaktı insanlar. Ben o topu Barusso'nun bilinçli attığına inanmıyorum doğrusu.

Eduardo

En baştan uyarayım, kırılan bacağı tutan şey kas ve deri sadece, ayağın ve bacağın kemikle birbirlerine bağlantısı yok, açık şekilde görülmüyor görüntülerde ama yine de bu tür görüntüleri kaldıramayanlar play tuşuna hiç basmasın derim.


Martin Taylor'a bundan sonra futbol oynatılacaksa da yazıklar olsun..

21.02.2008

Şampiyonlar Ligi #2


İlk başta belirteyim, Liverpool - Inter maçının ilk 35 dakikası ile Fenerbahçe - Sevilla'nın ikinci yarısını izledim. Bir de ekstradan Gerrard'ın golünü izledim o kadar. Skorlara bakıp kendi tahminlerime göre yorumumu yapacağım ancak Arsenal - Milan maçının genellikle Milan yarı sahasında geçtiğinden de haberim var.

Arsenal 0-0 Milan : Milan'da Kalac'ın da sakatlık haberini duyunca Arsenal'in farklı galibiyetini bekliyordum ancak Kalac oynamış ve okuduğum kadarıyla maçın da Milan adına en iyisi olmuş. Skora göre Milan'ın avantajlı olduğu pek söylenemez, Arsenal golünü atarsa Milan için tur hayal olabilir.

Roma 2-1 Real Madrid : Açık konuşmak gerekirse Roma'nın galibiyetini bekliyordum Madrid'in son performanslarına bakınca. Bu maçın da özetini bile izlemediğim için bilemiyorum elbette nasıl oynandığını. Tahminimce ev sahibi olduğu için yeterli baskıyı kurup galibiyeti almıştır Roma. Rövanş maçının çok eğlenceli olacağını düşünüyorum, zaten o gün izleme imkanım olursa ilk tercihim olacak bu maç.

Fenerbahçe 3-2 Sevilla : İkinci yarısını izledim bu maçın ve futbola doydum diyebilirim. Galatasaraylıyım ve evet Sevilla'nın kazanmasını istedim, bunu saklayacak halim yok. Ancak izlediğim 45 dakikada gerçekten de futbola doydum. Uğur Boral'ın üst düzey performansını da alkışlarım, Navas'ın bitmek tükenmek bilmeyen enerjisini de. Futbolu seven herkesin üstündeki formayı çıkarıp da tarafsız gözle izlediği zaman keyif almaması mümkün değildi. Bunda elbette atılan gollerin bolluğu da etkili oldu ancak şu maç 0-0 bitse ben yine burada izlediğim zevkli oyunu yazıyor olacaktım. Rövanşta Sevilla'nın daha etkili olduğu aynı kalitede bir oyun izleyeceğiz sanırım ki çoğu kişinin de ortak görüşü bu olmalı.

O.Lyon 1-1 Manchester United : Wonderkidler Ben Arfa ve Benzema'nın katkısıyla Lyon'un galip geleceğini düşünüyordum, olmamış. Benzema golünü atmış, Tevez tıpkı bir Genç Semih edasıyla takımı adına geceyi kurtaran isim olmuş son anlarda. Rövanşta Manchester'ın turu geçmeyeceğini düşünen var mı ki ?

Celtic 2-3 Barcelona : Devre arasında skorları kontrol ettim cepten girip. Celtic öndeydi, bir sürpriz bekledim aslında. Maçlar sona erdiğinde bir daha skorlara baktım ve gördüm ki boşuna beklemişim. Messi yine yapacağını yapmış anlaşılan, haftasonu Star'da bakılır özetlere ve olup bitenlere. Rövanş hakkında Barcelona'nın kaç farklı kazanacağından başka bir ihtimal konuşulmaz ki ben 2-0 veya 3-0 diye uyduruyorum şu an skoru da.

Olympiakos 0-0 Chelsea : Beklentilerimi karşılayan tek maç bu oldu. Golsüz beraberliği bu 8 maçtan hangisine uygun görürsün deseler bu maçı söylerdim kesinlikle. Belluschi'yi kapan Olympiakos Chelsea'yi zorlamış mı yoksa Olympiakos kalecisi maçın adamı mı olmuş Chelsea forveti karşısında, bunlar hakkında hiç bilgim yok. Bu maç hakkında bilgisi olanlar yorum yaparsa sevinirim, en merak ettiğim eşleşmelerden biriydi bu. Hala da içimde Olympiakos'un sürpriz yapacağına dair bir umut var, bekleyip görelim.

Schalke 1-0 Porto : Sanırım en az ilgi toplayan eşleşme bu oldu veya ben kendi açımdan bakıyorum bu duruma. Skor sitelerine bakınca Kuranyi ile maçın 1-0 başladığı ve öylece bittiği görülüyor. Merak bile etmiyorum açıkçası bu eşleşmeyi, muhtemelen çeyrek finale çıkan taraf oradaki eşleşme sonucunda elenip gidecek.

Liverpool 2-0 Inter : Az daha unutuyordum bu maçı, en sona kalmasının tek sebebi budur. İzlediğim süre içerisinde Liverpool'un galip geleceği o kadar barizdi ki izlemediğim kısımlarını merak etmiyorum hiç. Gerrard'ın golünü izledim sadece arkadaşlarım çok övdüğü için. Materazzi'nin haksız yere atıldığını okudum, sadece ilk sarı kartı gördüm ve haksız olduğunu söyleyebilirim. Liverpool bu saatten sonra turu bırakmaz bence, Inter ne kadar formda olursa olsun Liverpool 3 farklı yenilmeyecektir İtalya'da.

İzmir'e gelince aynı akşamda 4 maçı da izleme imkanından yoksun kaldım, o yüzdendir bu mış miş diye yazılan satırlar..

17.02.2008

Hoşgeldin Federasyon


10 gün öncecen meteoroloji tüm Türkiye'yi uyardı, kar geliyor dedi, aşırı derecece soğuk hava geliyor dedi, önlemlerinizi ona göre alın diye herkesi uyardı. Seçimdi, polemikti derken yeni federasyonumuz da bu hafta oynanması gereken maçları ya umursamadı, ya da unuttu. Bugün Konyaspor - Galatasaray maçı öncesi verilen erteleme kararı mantıklıydı, orasına birşey demiyorum da. Yarın öğlene değil ileri bir tarihe ertelenmesi lazımdı. Yarın maçı oynayacak takım, sonra gidebilirse bir şekilde İstanbul'a ulaşacak. Ardından salı günü tek idman ve çarşamba günü Almanya yolculuğu.

Tamam ertelediniz doğru kararı verdiniz de, hafta içi oynatın boş bir haftada. Bu kadar çile çektirmenin mantığı olmamalı. Sonra da biz avrupada başarısız olduk da yapamadık da olmadı da binlerce bahane. Sen kendi kendine başarının önüne engel çıkartıyorsun, sonra da milleti suçluyorsun.

Ayrıca Adnan Polat'ın da açıklaması vardı, 14.00'te başvuru yapılıyor ve erteleme talebinde bulunuluyor ancak federasyon 17.00'ye kadar cevap vermiyor. Kasıt mı değil mi orasını ben düşünmek istemiyorum, düşünenler düşünmüş zaten fazlasıyla.

foto : cnntürk spor

Soğukmuş Hava


Gündüz odamdan dışarı bakıp sıcak havaya sevinirken akşamüstü saat 5 buçukta 10 dakika kadar süren bir kar yağışı oldu Marmaris'te. Ömrümde kar hiç görmedim, dokunmadım, nedir ne değildir bilmem derken bugün bana kapak oldu adeta. Montumun üstünde beyaz beyaz noktalar oluştu ama hava aynı zamanda güneşli de olduğu için durmadı eridi hemen. Böylesine kapak olduğumu pek hatırlamıyorum ben.

Akşam olmasıyla birlikte de tarifsiz bir soğuk başladı. İzmir'e gitmeye korkar oldum Marmaris'in bu halini gördükten sonra.

Soğuk Hava ??

Fotoğraf odamın penceresinden, tüm yurdu soğuk hava esir almış, her yer bembeyaz deniyor. Marmaris'te beyaz olan tek şey fotoğrafta da gözüken bulutlar. Bu satırları yazmadan 10 dakika önce çektim bu fotoğrafı, güneş gayet güzel ısıtmakta. Yarın akşam İzmir yolu gözükmekte bana, yani başlıyorum yine 10.5 gün İzmir, 3.5 gün Marmaris şeklindeki yaşama. İzmir'e git, bir haftasonu orada dur, sonraki hafta Marmaris'e gel, 2.5 senedir yaptığım şey zaten çoktan alıştım. Nefret ederekten ikinci döneme başlıyorum, bu güneşi ve sıcağı çok arayabilirim orada.

Ömrümde hiç kar görmedim, nasıl birşeydir, nedir ne değildir hiç bilmem, ben hep bu fotoğraftaki güneşi gördüm yıllardır. İzmir'e kar yağmış deniyor, merak etmiyorum, görmek de istemiyorum. Mümkünse orada duracağım 11'er günlük zaman dilimlerinde de güneşini benden esirgemesin 2 senedir yaptığı gibi.

15.02.2008

"2018'i Vermem Ki"


Ada'nın gündemi bildiğiniz gibi 39. maç oynansın mı oynanmasın mı tartışması. Sepp Blatter "topunuzu keseyim mi ha?" tadında bir açıklama yapmış. 2018 Dünya Kupası'na ev sahipliğini riske atabileceklerini belirtmiş. Bu mantıksız şey uygulanmamalı, dünyanın başka yerindeki adam taksın uydusunu izlesin maçınızı, zaten gitmiyor musunuz her sene uzak doğu turnesi diye saçma sapan maçlar yapmaya ? Manchester Utd. - Tottenham oynamış, Manchester Utd. - Seul oynamış ne farkedecek uzak doğunun insanına ? Yine hangi ülkede maç yapılıyorsa koşup gitmeyecekler sanki...

14.02.2008

Galatasaray 0-0 B.Leverkusen & Yayın Rezaleti

Maç hakkında yorum yazabilecek kıvama gelmediysem bu resimdeki kişi yüzündendir. Sadece Galatasaray'ın çok iyi oynadığını ve bu oyunla deplasmanda turu geçeceğini düşündüğümü söyleyebiliyorum.

Galatasaray maçını alıp kenara koyup Emre Tilev'e geçmek istiyorum. Formula 1 spikerliğini de bir kenara bırakalım maçın yanına. Gelelim kendisinin futbol spikerliğine. İnsan hatayı bir yapar iki yapar hadi diyelim üç defa yapar. Ama bir yerden sonra öğrenir, neyin ne olması gerektiğini bilir. Bu kişi onu da bilememiş, ilk maçını anlattığı gün neyse şimdi de o sanıyorum.

Maçta iki tane repliği vardı ki yorumsuz aktarıyorum tamamen :

- Hakem uyarıldı.
- Sizler de Ali Sami Yen'i hissedebiliyor musunuz ?!?

Yayına geçecek olursak da, D Spor bugüne kadar bir çok maçı yayınladı hazırlık maçı olsun avrupa kupası olsun. Sanırım şimdiye kadar yapılan en başarısız yayındı, sen UEFA Kupası'nı yayınlayacaksın ama maçtaki pozisyonları 2. Lig maçı verir gibi 3-4 kamera ile takip edeceksin, başka ? Ne kolay yayıncılıkmış bu, ben de alayım iki el kamerası ile maç çekeyim ne de olsa pozisyonu spiker anlatır, ne olup bittiğini söyler, seyirci görmese de olur.

Hakan Şükür'ün penaltı itirazı yaptığı pozisyonu stada gidenler dışında görebilen olduğunu sanmıyorum, hiç bir açıdan yakalayamadılar pozisyonu. İzlemeye başladığımda 2. dakika olmuştu, tribündeki koreografi gösterilmiştir elbet ama bu ne kadar süreyle gösterildi bilmiyorum. O olayı yorumsuz bırakacağım. Belki uzun süreli göstermişlerdir, belki de 3-4 saniye ile geçiştirmişlerdir.

13.02.2008

Peygamber(Dülger) Balığı

Hayatın boyunca Marmaris'te yaşa, bu balıkla ilk kez bugün tanış. Gayet mantıksız evet, hamsi diye gaza gelip balıkçıya götürdüm babamı, bunu gördü aldı. Tadı pek şahaneymiş, kılçıklı olmaması balık yemeyi beceremeyen güruh için güzel bir özellik.

Balık yemeyi beceremeyen güruh derken balığa çatalı bıçağı kapıp da girişenlerden bahsediyorum. Izgara et mi yiyorsun derler adama. Balıkta kabul edebileceğim tek çatal hareketi vardır o da sardalya veya hamsi yerken çatala 3-5 tane saplayıp anında yutma hareketidir. Diğer türlü, balık sofrasında salata yoksa eğer çatalı bıçağı getireni kınarım.

Problem bende de olabilir bilemiyorum, balık dendiği zaman tutamıyorum kendimi. "Her gün olsa yerim" denen şeylerden biridir benim için.

11.02.2008

Galatasaray 6-3 Manisa
Atalanta 2-2 Fiorentina

Yine geciken maç postu ile beraberiz. Neyse, haftasonu iki takımın da maçında bol gol olacağı kesindi. Fiorentina geleneği bozmadı Atalanta'ya 2 atarken 2 tane de yemeyi unutmadı. Galatasaray maçı ile çakıştığı için izleyemedim, sadece 90+'da yenen golü görür gibi oldum. Şampiyonluk zaten erkenden hayal olmuştu, Şampiyonlar Ligi de gittikçe zora girmeye başladı.

Galatasaray ise Manisa'ya klasik tarifeyi uygulamadı daha da coştu. Gollü olacağı herkesin ortak fikriydi ama 9 gol olacağını söyleyene deli denirdi maç öncesi. Hakan Şükür'e olan nefretimi bilen bilir ancak bu maç ayakta alkışlanacak bir oyun ortaya koydu. Ümit Karan yine Manisa'ya golünü attı rahat etti, asistleri ise şapka çıkarılacak cinstendi. Barış'ın golünde Ümit Karan gibi orta yapacak bir oyuncu sanmıyorum ki bir tane daha olsun ortalıkta.

Sonuç olarak Galatasaray lider, Fiorentina maç eksiği olan Milan'ın önünde haftayı tamamladı. Fiorentina acilen bir seri bulamazsa Şampiyonlar Ligi yerine önümüzdeki sezon da UEFA ile yetinecek ki artık daha fazla yıldız gelmesi için Şampiyonlar Ligi şart oldu, UEFA şampiyonu olunacaksa orasını bilemeyiz.

9.02.2008

Kolay Gelsin Moratti

Inter 100. yılını kutlayacak ya, taraftara 100. yıl hediyesi vermek niyetindeymiş. İlk isim Aquilani ancak hayalleri süsleyen kişi Gerrardmış. Evet bildiğimiz İngiliz Steven Gerrard. Dahası, Figo'nun yerini de Quaresma veya Nasri ile dolduracaklarmış.

Nasri'yi anlarım, ömür boyu Marsilya forması giymeceğinde herkes hemfikir. Quaresma da sonuna kadar Porto'da durmayacaktır o da açık ve net. Aquilani hakkında kararsızım, kalır mı gider mi bilemem de Gerrard nedir ? Liverpool'un Amerikalılarına para tatlı gelse bile Gerrard biraz daha fazla ücrete takımını bırakır mı ? Düşünüyorum bunun cevabını, bırakması için bir sebep bulamıyorum.

Hayırlı işler Moratti..

Plastik Çicekler Ve Böcek


İlk albümüne bayılıp ikinci albümüne sıcak bakmadığım bir grup Redd. İkinci albümden sonra bir akustik albüm geldi, iki albümün sevilen şarkıları var, arada eksikliği hissedilen bir kaç parça da Gecenin Fişi Yok isimli dvd albümde yer alıyor.

Redd debnince ilk albümdeki müziğini özleyen şahsıma şimdilik yeterli geldi bu albüm. Dvd konusunda yorum yapamıyorum ancak bu albümden pek farkı olduğunu sanmıyorum, onu da bir ara edinip dinlemek lazım.

Albümdeki şarkılara bakarsak Mutlu Olmak İçin hoş olmuş. Falan Filan ve Hala Aşk Var Mı sanki gitmemiş bu albüme, zaten ikinci albümde de sevmediğim parçalar arasında ikisi de . Sen Kendinde Ol Yeter ile de zirveye ulaşılmış adeta, onu unutup da geçmek olmaz.

Benziyor Bunlar Arkadaşım #2



Tony Parker & Ashley Cole

Benzetiyorum bu ikisini de. Bir önceki gibi net olmasa da bunlar da benziyor az çok. Eylemlerim sürecek.

8.02.2008

Shaq @Phoenix


Ani gelişti herşey ve Shaq Suns forması giydi. Wade ile bir şampiyonluk kazanmıştı ama istikrar gelmedi, şimdi ligin en iyi oyun kurucusu Nash ile birlikte oynayacak. Nash kendisini eski günlerine döndürmek için çok büyük katkı yapacaktır muhtemelen.

Temel Özalak

Bir kaç günlük aranın ardından öğrendiğim ilk haber kendisinin vefatı oldu. Yazılarını sık okumazdım ama 'iyi ki var' denen kişilerdendi.

4.02.2008

Fenerbahçe 0 - 0 Galatasaray


Dün akşam maç izlemekten bloga sıra gelmedi de, bu maça hiç sıra gelmemeliydi. Galatasaray oynadı, Fenerbahçe pek atak yapamadan Galatasaray'ı durdurmaya çalıştı, hepsi bu. Tamam 4 maçlık mağlubiyet serisi bitti, 2001'deki 90 dakikası 4-4 tamamlanan maçtan sonra da ilk kez mağlup ayrılmadık. Yani şeytanın bacağını kırdık, seriyi bozduk, uğursuzluktan kurtulduk, nasıl isterseniz öyle deyin. Ama bu maça dünya derbisi demeyin, başka da bir yorumum olamaz bu maç hakkında. Böyle tatsız böyle zevksiz derbi olmamalı, tabii ki alt posttaki Fiorentina - Milan maçı hakkında da aynı düşüncelere sahibim.

Dün gece takımların isimlerine yakışmayan iki maç oynandı. İki maçı birbirinden ayıran da Pato'nun golü oldu.

Fiorentina 0 - 1 Milan

İstanbul'da derbi adıyla oynanan şeyin bir benzeri oldu maç. Fiorentina ve Milan aynı zevksiz maçın devam filmini oynadı adeta. Galatasaray'ın 2-3 tane fazla ve daha da net gol pozisyonunu ekleyin maça, olsun size Fiorentina - Milan.

Golü atan Pato "yan bastı" ve sakatlandı, Milan'ı da forvetsiz bıraktı önümüzdeki maç için. Yeni bir genç oyuncu izleyebiliriz veya Kaka'yı forvette görebiliriz.

Maç tatsız ve zevksiz geçti, atamayana attılar, bahsedilecek tek şey Kalac'ın performansıydı bana kalırsa, Dida o formayı zor alır Milan'da forma dağıtımı adaletliyse.

3.02.2008

Fiorentina - Milan


Fenerbahçe - Galatasaray derbisini beklerken zaten stres oluşacak, üstüne bir de Fiorentina - Milan maçı heyecan olacak. Lazio karşısındaki saçmalıktan sonra galibiyet gerekiyor. 21.30'da 24 yayınlayacak. Artemio Franchi'de 4 günde 2 büyük mağlubiyet sağlıklı olmaz. Hatta beraberlik de hoş karşılanmayabilir bu maç sonrasında. Galibiyet ise hafta içi olanları unutturacaktır elbette.

Maç öncesi Ancelotti dikkatimi çekti. "Bu maçı alırsak yeniden Şampiyonlar Ligi yarışına dahil olabiliriz." demiş. Şu dönemde Milan'ın Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkı yerine lig şampiyonluğunu kovalıyor olması gerekmez miydi acaba ?

"Baba, Heerenveen Zorlanır Oynama Bence"


Blogda her seferinde "bunu dedim oldu" diye olumlu şeyler yazacak halim yok. Bu defa nasıl saçmaladığımı gözler önüne seriyorum.

Öğlen uyanıp kahvaltımı yapıyorum, babam çoktan öğle yemeğini yemiş oturmuş iddaa oynuyor. Bazen oranlara ve yorumlara kanıp oynanmayacak sürpriz maçları yazıyor, yine onlara bakayım diye göz gezdirdim. Baktım ki Heerenveen - Vitesse maçının yanına 1 yazmış, aklıma Afonso'nun gidişinden sonraki ilk maçları olduğu geldi. Durdum düşündüm dedim ki : "baba oynama bu takıma, Alves'i sattılar bakarsın takılırlar ilk maçları olduğu için." Tabii ki Hollanda Ligi'nin doğası gereği üst oynamasını söyledim ama onun da oranının düşük olduğu için risk olacağını söyledim.

Akşam skor sitelerinden sonuçlara bakarken bir de ne göreyim, 7-0 kazanmış Heerenveen. Baktım babam oynamamış, oynasa da tutmuyormuş kuponu neyse ki. Boşuna suçluluk duymak vardı işin ucunda oranı düşürdüm diye.

Avrupa futbolu konusunda bana güveni sonsuzdur babamın, bu maçtan sonra gözden geçirir mi bilemem. Ama Beşiktaş, Manchester ve Chelsea kuponunda yer almadıysa onda da payım var. Heerenveen maçındaki rezaletimden sonra Tottenham deplasmanında Manchester'ın beraberliğini bilmek neye yarar, o daha başka olay.

1.02.2008

Olur Ya (Polis Soundtrack)


Şarkının sözleri sanırım Ajda Pekkan'a aitmiş, hiç dinlemedim kendisinden. Polis'in finaline doğru çaldığı zaman Mehmet Erdem'in sesiyle pek güzel gitmişti.

mehmet erdem - olur ya :

gel birer çocuk olalım, o günden başlayalım
gözlerimiz buluşsun, ilk kez bakışalım
ne dün ne de yarın kalsın, biz yeniden doğalım
ilk söz dudağında, olsun benim adım

olur ya, kalbinde yer bulur da
yerleşirim yıllarca, seversin sonunda
olur ya, evet dersin aşkıma
şeytana uyarsın da, olmaz mı olur ya

gel birer çocuk olalım, o günden başlayalım
gözlerimiz buluşsun, ilk kez bakışalım
ne dün ne de yarın kalsın, biz yeniden doğalım
ilk söz dudağında, olsun benim adım

olur ya, tüm saatler durur da
sonsuza dek yanımda, kalırsın olur ya
olur ya, ateş bacayı sarar da
yanmaz dersin yanar da, olmaz mı olur ya

Benziyor Bunlar Arkadaşım #1



Mesut Özil & Hayko Cepkin

Ne Mesut'u oturdum adam akıllı izledim. Ne de Hayko Cepkin'i dinlerim. Sadece son günlerdeki transfer haberlerinde kendisini sık sık görünce birden benzetiverdim. Ben masumum.

Pascal Cygan

Arsenal'de oynadığı dönemde taraftarların kendisine taktığı lakap şuydu : Idiot.

Taraftar mı çok haklıydı, yoksa Cygan çok mu benimsedi bu lakabı bilmiyorum ama bu postu yazarken oynanmakta olan Barcelona - Villarreal maçını ilk yarısında Messi'ye iki dakikada iki faul yaptı. Sarı kartları seri şekilde görüp oyun dışı kaldı. İlk faul gol oldu, ikincisinde Messi'nin serbest vuruşunu köşeden aldı Diego Lopez.

Savunmaya çalıştığı oyuncu Messi olabilir ancak bu iki dakikada iki sarı kart görmesini gerektirecek bir sebep olabilir mi, bırak geçsin, zaten olan olmuş...

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO