Perşembe gününün öncelikle iyi tarafından başlıyorum. Fiorentina - Rosenborg eşleşmesinde çekinmiştim doğrusu Rosenborg'un Şampiyonlar Ligi performansı sonrası. İlk maçta deplasmandaki 1-0'lık galibiyet de fikrimi değiştirmedi. Neyse ki perşembe akşamı BayArena'da olanlar gibi üzücü şeyler olmadı Artemio Franchi'de ve Fiorentina 2-1 kazanıp yoluna devam etti. Ben kupayı alacağımız konusunda inançlıyım. hep beklediğim Fiorentina - Galatasaray eşleşmesi hayal oldu, bir kere eşleşseler de atılan bütün gollere sevinsem, kazanan kaybeden kavramından uzaklaşsam, hem kazanan olsam hem kaybeden, değişik ve hoş olurdu sanırım.
Maç 1-0 devam ederken bile tedirgindim, 80'de resimde görülen ve bu sezon devre arası takımdaki yerini almış olan Daniele Cacia skoru 2-0 yaptı tüm korkularım gitti. Sonraki Rosenborg golü de formaliteden öteye gidemedi.
Almanya'da olan bitenlere de geçmek istiyorum ama ne yalan söyleyeyim diyecek söz bulamıyorum. Hep gollü beraberlik umudu taşımıştım, yenilsek de tek farklı yeniliriz diyordum. O gün ne olup bittiğini futbolcular ve teknik kadro dışında kimse bilmiyor, diğer UEFA Kupası maçlarımız da dahil sezonun en kötü futboluydu bana kalırsa. Ne A.Wien maçı ne de Helsingborg maçı bunun gibi kötü değildi, en azından baskı ve mücadele vardı o maçlarda. Bu maçta skor ne olursa olsun sadece ileriye top şişirildi.
Son olarak, 4. gol öncesi Orkun hariç herkes gördü sanırım barajın solundaki boşluğu. Orkun kapatır dedik üstüne gelir oradan vurunca dedik ama üstüne geleni de tutamadı. Penaltı golümüzde de top bir karış geride olsaydı topu aramaya stadın çatısına çıkacaktı insanlar. Ben o topu Barusso'nun bilinçli attığına inanmıyorum doğrusu.
24.02.2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder