Pazara erken çıkan Real Madrid Huntelaar'ı alarak başlamıştı Ocak 2009 transfer sezonuna. Beklenen önemli transferlerin ilki bu oldu da, devamı daha çok merak ediliyor. Diarra'dan sonra De La Red de gitmişken Real Madrid'in takviye yapıp yapmayacağı önemli bir soru işareti, muhtemelen ona sezonun ilk yarısı bitince karar verecekler. Sezonu kayıp ve tamamen bitmiş olarak görürlerse yeni transfer gelmeyecektir. Şampiyonlar Ligi'ni göz ardı etmemek lazım ama şu konumda oradaki gelecekleri de ne derece parlak olacak bilemiyoruz. Orta sahaya transferi yaparlarsa büyük olasılıkla Şampiyonlar Ligi'nde tutunmak için Sneijder'in zamansız sakatlıklarının telafisi amacıyla yapacaklar. Bu arada Huntelaar da gelmişken Saviola'nın taliplileri ellerini ovuşturmaya başlamıştır. Ruud'un sezon sonu yeniden geri döneceğini düşününce Huntelaar'ın gelişi zaten son tercih olan Saviola'nın önümüzdeki sezonlarda şansını sıfıra indirdi. Savunma konusunda yüzlerce adama sahip olsa da hep şikayetçi oluyor Real Madrid, yine de transfer beklenmiyor o bölgeye. Ben asıl önümüzdeki sezonu dört gözle bekliyorum. Pepe ve Garay nasıl bir ikili olur önceden kestirmek çok güç, olumlu sonuç verdiğini varsayarsak da tarihte yer ederler çünkü ikisi de fiziksel olarak orada tam anlamıyla duvar konumunda olacaklar. Cannavaro da Napoli'ye veya efsaneleştiği Parma'ya döner artık zahmet olmazsa, kendine yazık ediyor Madrid'de.. Neyse bu kısım sezon sonuna denk düşüyor, bizim işimiz ara transferle ilgili. Önümüzdeki bir kaç lig maçı Real Madrid'in forvetin yanında orta sahaya da takviye yapıp yapmaması için kilit noktalar olacak.
Bir de ara transferde hareketli bir dönem yaşaması gereken Milan var. Gattuso'nun sakatlığı sonrası Beckham'ın gelmesiyle 3 ay orayı idare edebilirler her ne kadar iki oyuncu arasındaki fark dağlar kadar olsa da. Ancak önlerinde başka bir sorun var ki o da Andrea Pirlo. Kırmızı-siyah formayla pek mutlu ve istekli olmadığını görmek için iki üç tane Milan maçı izlemek yetiyor. Kaka ile idare ederken Ronaldinho'nun gelmesiyle orta sahadaki insiyatifini kaybetmeye başladı. Takımı atağa kaldırıp, oyunu kurup yönlendirecek, gerektiğinde tüm orta saha O'na göre hareket edecek, yani lider olarak o gözükecek takım hücuma kalkarken. Daha sonra işi düzene sokup, kurgulayıp kalan kısmı Kaka'ya devrecek. Pirlo bunu istiyor, yani Milan'da her zaman vitrinde olmayı. Ancak geçen sezon Kaka ile en önde oyunu götüren adamken yavaş yavaş geri plana düşmeye başladı. Ronaldinho'nun gelişi de tuz biber oldu hepsine. Bu sezon çok daha geri planda kaldı ki önüne her zaman ismi ve çekiciliği olan bir David Beckham geliyor. Pirlo Milan'ın duruma göre 1. veya 2. adamıyken şimdi 4. adam olmayı istemeyecektir. Biz O'nu 2006 Dünya Kupası'nda İtalya Milli Takımı'nın yıldızlarla dolu orta sahasını tek başına sürüklerken izliyorduk. Tüm dünyanın önünde takımının lideriyken şimdi görev adamı olmak yetmeyecek Pirlo'ya.. Devre arasında biraz aklı olan takım Pirlo'nun peşine düşmeli, kaçmayacak bir fırsat çünkü. Dünyada mevkiisinin en iyilerinden birini, hatta iki sene öncenin en iyisini takımında görmek isteyen çok teknik adam var ama almaya gücü yetebileceklerin sayısı bir elin parmakları kadar olur. Biraz daha iyimser bakıp iki elin parmakları da diyebiliriz.
Ocak 2009 daki ara transfer döneminde hareketli günler yaşayacak takım çok var daha.. Onlara da yavaş yavaş sırayı getireceğim..
12.12.2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder