20.04.2009

Superclásico : Boca 1-1 River

Bizim ülkemiz gariptir, dünyanın en büyük derbisi Arjantin'de deriz, bizim Galatasaray-Fenerbahçe maçlarımız yaklaştı mı anında en büyüğü bizimki deriz. Genelde ayrı zamanlarda oluyordu bu iki büyük maç. Bu defa fikstürün ve takvimin güzelliğiyle ikisini daha iyi kıyaslama imkanımız doğdu, en büyüğün bizimki olamayacağı güzelce gözüktü. Tribünde maç öncesi rakiplere küfredip maç başlayınca eline geleni sahaya atmakla olmuyor. Bu noktada her iki taraf için konuşuyorum, Ali Sami Yen veya Şükrü Saraçoğlu'nda diye bir ayrım yok, zira iki stadın da farkı yok birbirlerinden. Bundan 2 derbi sonra biri Ali Sami Yen yerine Türk Telekom Arena olacak, değişen bir şey olmayacak.

Bizde futbolsuz geçen büyük takım maçları ve geçen haftaki dünya derbisinden(!) sonra böyle bir derbiye ihtiyacımız vardı, iyi oldu. Riquelme yoktu ama River'ın belalısı Palermo sahadaydı, karşı tarafta ise oynamayacağı konuşulan Falcao sahadaydı. Küçük dev adam Buonanotte ise yedek başladı. Boca ev sahibiydi ve son şampiyon olarak çıkıyordu River'ın karşısına, hal böyleyken maça daha baskılı başlayan taraf oluşlarını yadırgamamak lazım. River da arada denemelerde bulundu ilk yarıda ama karambolden öteye gidemediler buldukları pozisyonlarda. Bir kaç duran top yakaladılarsa da pek başarılı olamadılar. Aslında beklentilerim River'ın seri kontralar bularak Boca'nın baskısına biraz engel olması yönündeydi. İki tarafta hücum hattında benzer bir dengesizlik vardı, daha tecrübeli olan isimler Gallardo ve Palermo hücumda takımları adına etkili olurlarken daha genç olan isimler Falcao ve Palacio fazlasıyla pasif kaldılar. Abilerine ayak uydurmayı başarsalar gol sayısı 2 de kalmazdı biz de daha gollü bir derbi izlerdik.
Sahadaki oyun anlamında ikinci yarı ilk yarının kaldığı noktadan devam etti. Boca golü bulur gibi duruyordu, izleyenleri de yanıltmadı. Palermo'nun golü Kewell'ın Bordeaux maçındaki golünü anımsattı bir an. Sol ayağıyla tam köşeye izlemeye doyum olmayan bir vuruş yaptı. Bu golden sonra Boca etkinliğini kaybetmeye başladı, skora yatar bir görüntü oluşturdular. Sahne River'ın olmaya başladı yavaş yavaş. Buonanotte girip fare gibi sağa sola koşturarak ortalığı karıştırmaya başladı. Boca'nın golünün 9 dakika sonrasında orta mesafede bir duran topta Gallardo topun başına geldi. Topu köşeye yolladı, Palermo'nun aniden açıyı bulup attığı güzel gole duran topla cevap verdi O da. River'ın golünden sonra oyun yine eskiye doğru döndü ama River biraz daha cesurdu, tek fark o oldu. Bize de golden sonra kalan 21 dakikayı zevkle izlemek ve bir Superclasico'nun daha bitişini beklemek kaldı.

Maç içerisinde olay çıkmadı diye hemen bizim derbide çıkan olayları konuşmayı doğru bulmuyorum. Bugün çıkmamış olabilir ama yarın çıkmayacağının garantisi yok. Ancak olay ne olursa olsun onlar keyif alıyor, bizler birbirimizi yemekten öteye gidemiyoruz. Aradaki fark bu, yoksa ikisinde de olay çıkar-çıkmaz, bu o dönemki anlık gelişmelere takımların kendi içlerindeki durumlara bağlıdır. Olaylı veya olaysız, bir gün Superclasico gibi olayları ve gerginliği bol ama futbol zevki ne olursa olsun ölmeyen bir derbiyi bizler de kendi ülkemizde izler miyiz acaba ?..

1 yorum:

kutay dedi ki...

bence 2 güzel gol dısında gs-fb maçı kadar zevksiz bir maçtı...
oyle ki bu maçı izlemek için toplanan bizler arada var mısın yok musun a döndük....
tribünlere değinmiyorum, 90 dakika tezahürat müzik, eğlence vs....

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO