Düşüncelerim ilk geldiği zaman iyi yöndeydi ki bunun sebebi geldiği zaman benim referansımın Udinese'deki performansı oluşuydu. Yani ben Udinese'deyken İtalya'da Buffon'un yedeği olmayı gerçekten hakeden, dönem dönem Buffon'un yerine milli takımı haketmesine rağmen genç yaşında hiç fırsat bulamamış, bizim ligimize fazla gelecek türden bir kaleci bekliyordum. Tıpkı bir çırpıda yolladığımız ve sonra ardından ağıtlar yaktığımız Enke'ler, Runje'ler gibi.
Ancak gördük ki Sevilla'da Palop'un arkasında şans beklemek kendisini beklenmedik ölçüde köreltmiş.. Udinese'deki Morgan De Sanctis gitmiş Seri A'da zar zor forma bulabilecek düzeyde bir kaleci gelmiş yerine. Ölü geçen bir sezon mecazdan çıkıp ciddi anlamda öldürmüş De Sanctis'i.
Son zamanlarda çok ciddi hataları oldu, yan toplarda çıkıp alması gerekeni alamadığı 5-6 maçlık bir seri oldu mesela, "bunu kaç maç üst üste yapacak, sayıyorum" demiştim zaten önceki postlarda da. Bunların dışında çok iyi oynayıp, geçmişinden esintiler verdiği ama yine savunmadan bağımsız olarak kendi zaaflarıyla goller yiyerek puan kaybettirdiği maçlar oldu. Bunlar özellikle Kocaeli maçından sonra ön plana çıkmaya başladı. Orada yediği ilk golü Bordeaux maçında da yedi, daha sonra bu ikisini takip eden 3 maçta da boşa çıkıp alması gereken topu alamayarak tehlikelere sebep oldu. İşin ilginç yanı son seyircisiz oynanan maçta gördük ki sessiz kalıp bu hatalara konuşmadığı için sebebiyet veren bir isim de değil, hem konuşuyor savunmasıyla, hem de organize olamayıp goller yiyor. İşte bu yüzden kendisi suçlu oluyor tüm savunma bir kenarda dururken.
Tek bu huyu değil sorun yapan ama vereceğim örnek açısından gerekliydi bu hata serisini yazmam. De Sanctis bir hata yaptığı zaman üzerine gitmeye çalışıyor, bunu sezon içerisinde dikkatle gözlemledim. Yaptığı hatanın üzerine gidip aynısını tekrar ediyor ki bu da kötü sonuçlar doğurabiliyor. En basitinden bir degaj yapıp kötü yere attığı zaman sonraki pozisyonda hemen eliyle kısa mesafeden oyunu başlatayım veya garanti pasla top benden çıksın demiyor, zorluyor işini. Duran yan toplarda bir tehlike yaşandıysa, savunma kurgusunu değiştiremiyor, adam paylaşımında veya düzende bir eksik veya hata varsa bunu kapatmıyor, yaptığım şey doğru, böyle devam edeyim mantığı güdüyor bir yerde, hal böyle olunca da kendi inadı bizi de yakıyor. Fenerbahçe deplasmanında Selçuk'un golünü hatırlayalım, Fenerbahçe bu organizasyonu hep yapan bir takımken bunu düşünmeyip Selçuk'u ve ön direği ilk pozisyonda hatalı kapatabilirsin, olabilir bu insalık halidir, ülkenin en önemli maçındasın. Ama futbol hemen devamında bir korner daha atılırken bu hatayı telafi etmediğin zaman seni affetmez ve iyi başladığın, yıllar sonra kazanmaya oynadığın derbide golü yersin ve telafisi olmayan bir noktaya ilerlersin.
Kendisi uzaktan gelen toplarda çok başarılı, beklenmedik topları rahat çıkarabiliyor, iyi olduğu konuyu da es geçmemek lazım. Bu kaderimiz mi bilmiyorum ama aldığımız son 3 yabancı da uzaktan yemeyen kalecilerdi, o da arada bir detay olarak kalsın. Tekrar Sanctis'e geri dönelim, hatalarını telafi etmek yerine nasıl doğruyu bulurum demek yerine aynı hatayı nasıl yaptıysa o yoldan giderek telafi etmek istiyor. Bu uzun vadede bir kaleci için hele genç yaştaysa olumlu sonuç doğurabilir de 32'lik olgun bir kaleci için sonuç parlak olmaz, olmadığını hep birlikte görüyoruz. Ben takımımda böyle bir kaleci varken Selçuk'un golünde 15 saniye önceki hatadan ders alıp ön direği kapatan, Taner'in ilk golünde yaptığı hatayı sonraki 4 maç üst üste tekrarlamayan bir kaleci hayal etmiştim hep.. Yaptığın şey hatalıysa ve aynı pozisyonu üst üste yaşayarak giderilebilecek bir şey değilse o pozisyonu yaratacak şeylere engel ol, o pozisyon hiç oluşmasın ve hata da kendini tekrar etmesin.
Sözün kısası, Morgan De Sanctis ölü geçirdiği sezonun bedelini Galatasaray'da kariyerinin en kötü performanslarından birini vererek ödüyor. Galatasaray'da böyle bir risk almanın bedelini 29 haftada üstelik ligin ilk 2 sırasına oturmuş şampiyonluk adaylarıyla daha 1'er maçı olmasına rağmen 33 golü kalesinde görerek ödüyor. Sevilla'daki kaderine razı olup antrenmanlarla forma kalmaya çalışmıştır belki, bu kesin olarak olarak bilinemese de bir varsayımdır. Bu forma kalma çabaları kendisine yeterli olmayacaktı, sahada 90 dakika mücadele etmek ayrı, kendi takım arkadaşlarından kurulu takımların çift kale maçında sahada olmak ayrı tecrübe. Şöyle böyle derken iyice uzattım son kısmı, De Sanctis bu kulüpte efsaneler arasına adını yazdırabilecek seviyede bir oyuncuydu ama bunu Sevilla kulübesine hapsolmasını gerektiren performansıyla değil, Udinese'de Buffon'un ardından kendisini 2 numara yapan performansıyla başarmalıydı. Yapamadı, hem kendisini, hem bizi yaktı, umarım bizdeki bu sezonu toparlanmasına yardımcı olur. Kötü değil, kötüleşmiş kaleci kendisi.. İyiyi bir şekilde bulmalı yeniden..
Chao Grey bir önceki Leo Franco postunda öyle bir yorum attı ki verdiğim cevap yorum kısmında sıkışıp kalamadı, başlı başına bir post yazdım bir anda..
29.04.2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
De Sanctis'in bu performansını, seneye dönecek olmasının verdiği konsantrasyon eksikliğine bağlıyorum ben. Eminim ki temelli kalacak olsa daha iyi oynayacaktır. Kendisini Galatasaray'a ait hissedemiyor, bunu sağlamalıyız. Kalması taraftarıyım. Bu arada teşekkürler.
De Sanctis'in en büyük eksikliği 1 yıldır forma giymemiş olması.
Onun dışında zaman zaman hatalar yapsada iyi bir kaleci olduğunu düşünüyorum. Son 1 kaç haftadaki performansının da yükselme trendinde olması da dikkati çeken diğer bir unsur. Keşke kalabilse çok faydalı olacağına inanıyorum Leo Franco'dan bile...
Aykut Erçertin'e gelirsek Orkun bence Aykut'dan daha iyi bir kaleci.
Yorum Gönder