
Bir gazete başlığı atacak olsam, yani öyle bir yetkim olsa, hiç düşünmem bu klasik başlığı atardım manşete :
Fiorentina Roma'yı Rahat Geçti. Maç öncesi olası kadrolarla yorum yapmıştık, gazzetta.it 22'de 21 tutturdu kadroları, tek yanlış Tonetto oldu, O'nun yerine Cassetti sahadaydı Roma'da. Fiorentina'da ise sakatlığını atan Gobbi ikinci yarıda forma buldu fark açıldıktan sonra. Başka da bir değişiklik olmadı kadrolarda, benim beklediğim Kuzmanovic sürprizi gelmedi, sağ kanatta ortada oynamaya alışan Kuzmanovic yerine gerçek bir sağ açık olan Semioli'yi oynatıp risk almadı Prandelli.
Maç öncesi yazdığım yazıda karşılaştırmıştım iki takımın eksiklerini, Mutu ve Santana'nın sakatlıkları Roma'nınkilerin yanında önemsiz kalıyordu. Mutu ve Santana olmasa da olurdu yani. Roma bu kadar eksikken acımadık doğrusu. Aslında ilk yarı pek de baskın değildik.
Vargas'ın 6. dakikada 25 metreden attığı biraz da şansa dayalı gol işimizi çok kolaylaştırdı. Vargas bana göre biraz da rastgele vurduğu topta golü attı kaleci
Arthur'un da katkılarıyla. Ondan sonra oyun ikinci yarıya kadar hep ortada gitti. Ayrıca yine bir büyük maçta hakem Fiorentina adına çok kötü yönetim sergiledi. Golden sonra
Gilardino'nun rövaşatasında
Cassetti kolları açarak engel olmaya kalktı ve haliyle top kolundan döndü, hakem penaltıyı vermedi. Açık bir penaltıyı da böylece harcamış oldu. Roma ilk yarının kalan bölümünde
Brighi ile bir kaç kez ciddi fırsatlar buldu, altıpasın içinde topu kaleye değil üstten dışarı gönderen Brighi takımının kaderine direkt olarak etki etti. O dakikadan sonra da Roma yavaş yavaş duraksamaya başladı.
De Rossi'nin ceza sahasına giren
Jovetic'e yaptığı sert bir hareket var, topa çift ayakla dalıyor ve Jovetic'i yere seriyor, hakem buna da devam dedi. İlk pozisyonda çarpma diye varsayıp vermediği penaltıyı bu defa da topa müdahele olarak gördü yine oynattı, yine devam dedi. İlginçtir ki yine bir verilmeyen penaltıdan sonra
Brighi net pozisyon yakaladı, yine topu olabilecek en kötü şekilde kullanıp Roma'nın son şansını da tüketmesine sebep oldu. İlk yarıda bir de Cassetti'nin Jovetic'e sert hareketi var, biraz daha kontrolsüz olsa sakatlayabilirdi, bir an endişe ettim pozisyondan sonra.

İlk yarıda Roma'nın Brighi ile bulduğu tehlikeli pozisyonlar 1-0'ın yetmeyeceğini bizimkilerin yüzüne vurmuş olacak ki ikinci yarıya müthiş bir istekle başladık.
47'de de ligin ikinci yarısında bir çok defa yaptığı gibi
Semioli yine sağdan iyi girip
Gilardino'yu gördü içeride ve Gilardino da son zamanlarda gördüğüm en temiz ve şık kafa gollerinden birini atıp skoru
2-0 yaptı. Bu golden sonra yine bir Roma atağında
Brighi'nin topu
Frey'i geçip kaleye yavaşça ilerlerken
Pasqual yetişti engel oldu. Ancak o top golle sonuçlansa bile Roma'nın pek beraberliği yakalayacak hali yoktu.
Pizarro ile
Semioli bir pozisyonda tartışmaya dalınca iki oyuncu da hakettikleri sarı kartı aldılar. Daha önce sarı kartı olan Pizarro da
kırmızıyı görüp oyun dışı kalmış oldu. Bu zaten rahat olan skoru iyice açmamıza imkan tanıdı. Roma orta sahadaki en büyük direncini kaybedince daha rahat hareket etmeye başladık. Kırmızı kartın 8 dakika sonrasında
Gilardino Cassetti'yle başbaşa kalıp kendisinden şık bir şekilde sıyrılarak
Arthur'a güzel bir gol attı. Gilardino'nun kendi tarzına yakışan bir gol oldu bu.
3-0'la birlikte de maç noktalanmış oldu iki taraf için, bundan sonra sadece skoru veya averajı değiştirebilrdi iki takım da, sonuç değişmez bir noktaya gelmişti.

71. dakikada
Geleneksel Jovetic'i Oyundan Alma Şenlikleri kapsamında
Gobbi oyuna girdi Jovetic'in yerine. Bir kere de şu adam 90 dakikayı tamamlasın be. Fazla bir şey istemiyorum, bir maçta da 90 dakika Jovetic'i izleyeyim ben. Gobbi sakatlıktan sonraki ilk maçına çıkmıştı ki girdiği ilk pozisyonda golü buldu. Gilardino yine sağdan gelen güzel ortaya 2-0 yaptığı pozisyondaki gibi güzel bir vuruş yaptı, kaleci Arthur'un çeldiği top Gobbi'nin önüne düştü, o da kalenin tavanına doğru yaptığı riskli vuruşla golü attı. Pozisyon öyle gerektiriyordu ama ayarı kaçırsa bir karış mesafeden golü kaçıracaktı üstten dışarı vurup. Golden sonra
bayrak direğine koşup gitar çalıyormuş gibi hareket yaptı bayrağı alıp. Ne hakem sarı kartı düşündü ne de itiraz eden oldu kart çıksın diye. Bizde
Lincoln bayrak direği salladı diye ortalık birbirine girmişti. Direği tutup sallamanın, gidip vurmanın, tutunup dans etmenin yani yerinden çıkartmanın sarı kart gerektirmediğini öğrenmek lazım. Adam direği kırmadığı sürece çıkarıp hemen yerine takıyorsa bir sorun yoktur.
4-0'dan sonra kalan 20 dakika tamamen maçın bitmesi için oynandı, bizimkiler işi biraz sıkı tutsa 5-6'yı çok rahat bulacaklardı ama zorlamadılar daha fazla.
Baptista'nın attığı tek gol de
Brighi'nin kaçırdığı gollerin tesellisi oldu Roma için. Şöyle yazdıklarımın geneline bakıyorum da bizim iyi ve istekli oyunumuz kadar Brighi ve Cassetti'nin kötü oyunları da etkili olmuş farkın gelmesinde, bu da Roma'nın bu maçtaki eksiklerini çok iyi değerlendirdiğimiz anlamına geliyor.
Cicinho ve
Mexes sahada olsa böyle rahat olamazdık.
Bu maçta kolay bir galibiyet alacağımızdan emindim ama bitime 20 dakika kala 4-0'ı bulup maçın devamını güle oynaya tamamlayacağımıza pek de ihtimal veremezdim. Roma'yı yeniden safdışı bıraktıp Şampiyonlar Ligi yarışında. Geçen hafta
Udinese'yi yenmiş olsak şimdi ne güzel
Milan veya
Juve'yi yakalama ihtimalinden konuşuyor olacaktık. Yine de Roma'yı yenip 4. sıra için yeniden
Genoa ile başbaşa kalmak şu noktada olabilecek en iyi şeydi Udinese mağlubiyetinden sonra. Haftaya yine içerideyiz, rakip alt sıralardaki
Torino olacak. Onlar puan alabilmek için canla başla savaşacaklar, Roma maçına oranla çok daha dikkatli olmamız lazım. Torino Roma kadar eksik ve bozuk bir kadroyla gelmeyecek karşımıza, bir kaza kurşunu bu
4-1'lik zaferi anlamsız kılar.
1 yorum:
haftaya genoa sampdoria var. o maçtan da umutluyum. belki biraz rahatlamamızı sağlar pazzini.
Yorum Gönder