
Benim daha çok bahsetmek istediklerim maç sonu kafama takılan iki görüntü ile ilgili. Hep dillendirildi bu aslında, yine de söylemek istiyorum. Platformda madalyalar veriliyor, kupa alınıyor. TFF başkanı veya görevli her kimse kupayı verecek olan adam kime verir bu kupayı ? Futbol Şube Sorumlusu ve Kulüp Başkanı'na mı yoksa takımın kaptanlarına mı ? Neden bizim ülkemizde o platformda başkanlar ve yöneticiler bulunuyor ? Yabancı ülkelerde teknik ekip bile platforma genellikle çıkmamayı tercih eder, bizde ise taraftar dışında herkes o platformda yer peşinde. Ben kupa zaferini izlerken Yıldırım Demirören, Adnan Polat veya Aziz Yıldırım görmek istemiyorum kupanın ardındaki sinsi gülüşlerle birlikte. Kupa tutulup önce Demirören'e veriliyor, sonra futbolcular kaldırıyor.. Olmasın artık bunlar, sıyrılsınlar şu komplekslerden. Siz o kupanın arkasında sırıtsanız da sırıtmasanız da iyiyseniz iyi, kötüyseniz kötü anılmaya devam edeceksiniz. Diğer konu da stadda çalan müzik. Bir kupa ve ardından gelen We Are The Champions değil tabii ki. Beşiktaş kupayı aldığına göre, Beşiktaş marşları çalınsın, We Are The Champions çalınsın, hatta Şampiyonlar Ligi müziği çalınsın. Hepsi çalınsın da, 10. Yıl Marşı neden çalınıyor onu anlamaya çalışıyorum. Beşiktaş Fenerbahçe'yi yenip Türkiye Kupası'nı kazanmış, tribünler 10. Yıl Marşı ile eğleniyor. Ufak bir tercih, birisinin boş düşünüp çalması gibi basit bir olay bu ama kafaya takıldı mı takılıyor işte. Beşiktaş'ın marşı mı yok, futbolla ilgili başka marş/şarkı mı yok ? You'll Never Walk Alone çalsa anlarız, Sos Cagon çalınsa anlarız ama çıkıp da 10. Yıl Marşı çalmasın ve iki Türk takımının oynadığı finalden sonra.
Son olarak, Holosko o konfetilerle saç yapmaya çalıştı kendisine ama birisi uyarsın gitsin rica etsin ve uzun saçın yakışmayacağını güzel bir dille anlatsın lütfen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder