21.09.2009

Aroma Erkekler 1. Voleybol Ligi : Kasımpaşa 1-3 Galatasaray

1 haftadır evde olmayıp ufak çaplı bir tatilimsi yaptığım için öyle her şeyden haberdar değildim. Hakemi de bilmiyordum maç saatine kadar. Takımlar soyuna odası koridorlarında göründüğünde hakemin İlker Meral olduğunu öğrendim. Görür görmez kafamı yana çevirdim ve babama dedim ki : "Bu akşam sinirlerimiz yıpranır, kafamız balon gibi olur, bol bol da küfür edeceksin şimdiden kendini hazırla."

Merak etti neden böyle konuştuğumu, tanımadığı hakemlerden biriydi İlker Meral ve hakkında duyduğu ilk açıklama böyleydi. Kim olsa şaşırırdı haliyle o da şaşırdı anlam veremeden devam etti izlemeye. 8. dakikada "Sen nerden biliyordun böyle yapacağını?" diye soru sordu. Ben cevap olarak "Daha dur.. Bu hiç bir şey." dedim. Maç sonunda "Sen demiştin, söylemiştin" diye tekrarladı durdu. Bu kadar rahat olurken kendimden de emindim ve maç başlamadan önce bu olacakların farkında olduğum için maç anında babam ve MSN'ime gelen mesajların sahini arkadaşlarım gibi sinirlenmedim haliyle. Demek istediğim bir tezgah olduğu ve oyunlar oynandığı değil. Geçen sezon hakem performanslarıyla az çok ilgilenmiş herkes bilir İlker Meral'in Deniz Çoban ile beraber en yetersiz hakem olduğunu. Deniz Çoban en dipte duran İlker Meral'in açık ara önünde ama onu da belirteyim. İlker Meral gibisi yakın tarihte gelmedi. Kendisi daha önce enteresan gollerin atıldığı ve Galatasaray'ın Bursaspor'u 2-1 yendiği maçı yönetmişti. O maçta kendisinin adının geçmemesinin sebebi Ivankov'un vurduğu topun Aydın'a çarpıp girmesi gibi ilginç bir olayın yaşanmasıydı. Bu kadar yetersiz ve futbol bilgisine uzak hakemler maç yönetiyorsa kısa süreli ve detaylı bir eğitimle herkes Süper Lig hakemi olabilir. Öyle ahım şahım futbol bilmeye gerek yok. Hakem olacak kişi bir futbol adamı olduğunun farkında olmalıdır önce. Öyle haftasonu düdüğümü çalayım hafta içi de normal işimi yapayım denmemesi lazım. Dendiği zaman görüyoruz işte olanları...

Yaptığı hatalara gelince, Ali Güneş'e iki defa çıkmayan kırmızı kartlar kadar ciddi bir hatası daha var ki o da Nonda'ya çıkmayan sarı kart. Golü attıktan sonra formayı çıkartan oyuncuya sarı kartı vermesi gerekirdi ama karambolde onu da es geçti. Ayrıca akıllı ve düzgün bir hakem olsa Keita'nın yediği dirseği de görürdü attığı dirseği de. Keita'nın taç çizgisinden taşıp Sancak'a yaptıkları sarı kartla geçiştirilmez başka hakem tarafından. Sancak da 90 dakikayı tamamlayamaz tabii. Zaten o çıkarmadığı ya da bilgisizlikten/yetersizlikten çıkaramadığı kırmızı kart pozisyonu da ayrı skandal. O pozisyonda sarı kart verilir, verilmez değil. Bu satırları okuyan herkes bilir ki orada sarı kart çıkması için Kewell'ın kendini yere atmış olması gerekir, başka türlü sarı çıkmaz, çıkamaz. Bir hakem Sabri'nin Leo Franco'ya geri pasında düdük elinde yüzü gülerekten seke seke ceylan gibi geliyorsa ve böyle kendinden emin karar verebildiği izlenimini yaratırken tüm Türkiye'nin ağız birliği ettiği, yeryüzündeki her yerde ortak kararın çıkacağı pozisyonlarda aksi yönde karar veriyorsa bir maç yazısı böyle sadece hakemden oluşmayı hakediyor demektir.

2 yorum:

karaktersiz dedi ki...

Boyle maclarda ilk setleri vermemiz iyi oluyor bence. Zira rakip takimin kendine guvenip, smaclara agirlik vermelerine olanak sagliyoruz. Savunma blokcularimiz da iyi oynayinca sonraki setlerde sorun olmuyor fazla. Elbette voleybolda smaclar icin hakemlerin ceza vermesini beklememeliyiz, bazi Galatasaray taraftarlari abartiyor bence.
Geri kalan 3 set icin soylenecek bir$ey yok. Keita gibi pasorun olsun abi, gerisi gelir.

Northx dedi ki...

Keita ve Sancak'ın pozisyonu anlık sinirle oluşmuş bir pozisyondu, kırmızı kartlık bir durum olduğunu düşünmüyorum. Ama eğer bir sinirle savurduğu aparkat Sancak'a gelseydi staddaki Galatasaray bayrak direğinde sancak olarak hayatında devam ederdi, Keita kırmızı kart görür, biz puan kaybeder, İlker Meral de evine gidip robot dansı yapardı.

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO