27.10.2009

Milliyet Umrumuzda Mı ?

Son haftalarda Milliyet gazetesinde Galatasaray üzerine inanılmaz bir çamur atma sevdası peydahlandı. Nedendir, ne değildir bilmiyorum ama kendilerini küçültüyorlar, başka da bir şey olmuyor.

Son olarak "Elano'nun Umrunda mı ?" başlıklı bir haberle zıvanadan çıktıklarını gösterdiler. Haberin görüntüsünü koydum ama, yazısını da kopyalayayım.

"Elano'nun Umrunda mı ?

Galatasaray’da derbi hüsranı kadar, Elano’nun maç sonrasındaki davranışları tartışılıyor.

Maçın bitiminde, sarı-kırmızılılar yenilgi nedeniyle büyük üzüntü yaşarken, Elano mağlubiyeti adeta umursamadı. İşte o şaşırtan olay...

Yer Şükrü Saracoğlu Stadı’nın kapalı otoparkı. Maç bitmiş ve konuk ekibin otobüsü Florya’ya doğru yol almış. Zafer sarhoşu Fenerbahçeli futbolcular ise özel araçlarına binerek bir bir stattan ayrılıyorlar. Önce Carlos, ardından Deniz, Semih ve Emre... Hepsinin yüzü gülüyor. Ancak bir kişi var ki, onların sevincine ortak oluyor, kendi arkadaşını ise yalnız bırakıyor. O da Elano Blumer. Brezilyalı doping testi için Arda Turan ile statta bekliyor. Kontrolden de erken çıkıyor ve soluğu Vederson’un yanında alıyor. Koyu sohbete Kazım’ın 10 kişilik akraba grubu da katılıyor, fotoğraflar çekiliyor. Bu sırada ağlayacak gibi duran Arda testten çıkmış ve Elano’nun sohbetinin bitmesini bekliyor. Elano ise kahkalar içinde muhabbetini sürdürüyor. Sonra Lugano katılıyor gruba ve Elano, Uruguaylı’nın çocuğuyla ilgileniyor. Arda ise hayretler içinde ama sessizce bekliyor. Sonra sohbet bitiyor ve Arda ile Elano kulübün tahsis ettiği siyah ciple Florya’ya doğru yol alıyorlar. "

Şimdi fazla yorum yapmıyorum burada. Keita'yı profesyonel davranmamak, sinirlerine hakim olamamakla eleştiriyoruz. Böyle bir milletiz işte. Basınımız da takdire şayan.

Telif hakkı detaylarıyla uğraşmamak için bu haber'in MİLLİYET gazetesinin internet sitesinden alıntı olduğunu belirtir, bu haberdeki bütün art niyetin onlara ait olduğunu arz ederim.

Bu da haberin linki :
http://www.milliyet.com.tr/Spor/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=6&ArticleID=1154906&Date=27.10.2009&b=Elanonun%20umrunda%20mi


Ekleme, franchi : Oğuz'un bu yazısına bu noktada ekleme yapmazsam çatlarım. Bloglardan utanmadan yazı çalıp kendi haberiymiş gösteren sevgi pıtırcığı medyaya selam olsun. Sizden de bu hassasiyeti görmek isteriz çaldığınız haberlerde.

9 yorum:

Adem dedi ki...

Bu kadar da olmaz. Ama ben sevindim bu haberi görünce. bazı şeyler netleşti kafamda, bir paranoyam vardı, bu tip şeyler sadece Trabzonspor'lu futbolcuları ve dolayısıyla Trabzonspor'u hedef alır diye...

Sorun Trabzonspor'lu futbolcularda veya Taraftarlarda değilmiş. Sorun direkt Milliyetin Metabolizmasındaymış. Yuh olsun.

Adem

sodomy dedi ki...

sene başından beri hatta onu da geçtim son iki üç senedir milliyette durum bu. mehmet çiftçi kaynaklı sallama haberleri, bitmeyen arda çok şımardı temalı haberler, rijkaarda sallamalar... ibnelik akıyor sayfalardan

Adsız dedi ki...

Rıdvan-mehmet Demirkol-Mehmet Çiftçi üçgeninde GS'a inceden inceye geçirme tiyatroları son 3 yıldır tavan yapmış durumda.Bu 3 ismin ilginç bi ortak özelliği var,Aziz Yıldırımı eleştiren tek yazı yazmamış olamaları.. 'aziz' bi misyon üstlendikleri belli..
Bu arada Kadıköyde maç sonrası Bahri Havadır denen düşük profilli 'gazeteci müsveddesi'nin Sabiri'ye sorduğu 'sen hiç FB galibiyeti gördün mü' sorusunun ne kadar aşağılaycı,mide bulandırcı oldğunu görmemek için aptal olmak gerekir.
Tıpkı daha önceleri 'GS yazarı' etiketiyle ortalarda dolaşan Halil özer gibi..
Bu Bahri Havdırın,floryadan tutun da stada kadar hiç bir GS tesisine alınmaması gerekir..
Aziz'in tetikçsi böyle olsa gerek..

Adsız dedi ki...

Son tahlilde yine ekonomi belirleyici. Zamanın ruhu omurgası olmayan insanlar topluluğu olarak toplum anlayışı hakim. Rıdvan Dilmen'e sorsan mesela ya da Mehmet Demirkol'a ne diyorsun bu son derbilerdeki kavgalara. Yanlış derler. Doğrusunu da eskiye referans vererek gösterirler saha içinde olan saha içinde kalır saha dışında futbolcular dosttur. Saha içinde de sertlik olsa da küfürleşme,kavga çok nadir görülür.Sevgi,saygı ve diğer insani değerler..
Tüm bu değerler orada duruyor ama senin parçası olduğun basın organı bunun tam akisini haber yapıyor. Elano'nun umrunda mı! Aslında bir tane de Elano vurmalıydı Carlos'a sonra Baroni gibi Kazım'a sataşmalıydı orada şakalaşacağına.
Birileri Milliyet'in spor servisini ekonomik olarak besliyor onlarda bu tip haberleri yapıyorlar borçlarını ödemek için. Rıdvan Dilmen,Mehmet Demirkol gibi basınımızın önde gelen futbol yorumcuları ise bu pisliğin bir parçası olmaktan hiç gocunmuyorlar. Niye çünkü iyi para veriyorlar. Ortada bir pislik oldumu bunu birbirlerine sıçratmaya çalışan insanlar topluluğu ile para için bu pisliği görmezden gelenlerin toplamının bir eksiğinden oluşan bir toplum. hakkaniyet ölçüsü ise güç ve haliyle para.futbolda da Amatör kümeden A milli takıma kadar esas felsefemiz bu. tamam dünya böyle ama en azından benzer toplumların daha derli toplu bir habercilik anlayışı var.

Adsız dedi ki...

Ya Franchi kusura bakma en son postlanan yazı bu diye buraya yazıyorum.
Delirmek üzereyim. Her dakika aklımda, her dakika onu düşünüyorum, her dakika onu düşlüyorum. Durmadan düşünüyorum yazıyorum çiziyorum ama yetmiyor. Zaman geçmiyor. Beklemek istemiyorum. Ama yaklaşıyor. Zamanı geliyor...


Cuma oluyor en sonunda. Az kaldı. Kavuşucaz en sonunda...


Neden bahsettiğimi anladın ama anlaman yetmiyor. Demoyu fln oynadım ama her dakika onu düşünüyorum. Herkesin yazılarını okudum. ama çıldırmak üzereyim.


Ya yeni bilgiler,görüşler post et yada başka bir kariyer hikayesi. Yeni sezonda Katil Martı hikayesi olacak zaten de :) Bizi mahrum etmeyeceksin herhalde. Senden yeni bir FM 2010 yazısı istiyorum...
:)

firat selcuk dedi ki...

@adsız,
boyle yazıyorsun da, sor bakalım bu adamın, bu franchi'nin, bu fırat'ın senden farkı var mı :)

2 gun kaldı sadece, param bile hazır.. cuma sabah kalkıp d&r'a gidecegim ve dvd'yi alıp kosarak eve gelecegim.. haftasonu boyunca da benden haber alamayacak hic kimse.. :)

yeni sezonda katil martı hikayesi olmasa da benzerini yaratacagım.. 2010'da marmarisle oynamak guzel olurdu ama takım profesyonel liglerden cekildi bilindigi gibi..
ben de bir seyler yazayım diyorum ama olmuyor, tek dusuncem oyunun cıkması ve bir an once oynayabilmem.. :)

Sade dedi ki...

Profesyonel dünyadayız ve bu haber doğru diyelim. Kime ne zararı var?

Ama herşeyi kendine göre yontan medya maymunları sayesinde; yeri geldiğinde profesyonel olacaksın, yeri geldiğinde amatör, yeri gfeldiğin erkek olacaksın kız gibi oynamayacaksın,... Ama anlamadım ben! hangisi olmalıyız aziz medya???

Adsız dedi ki...

Son dönemde Milliyet yazı işleri müdür değişti,
nedeni ise Milliyet'in tirajını artırmak,
Türkiye'de gazete satın alan Sosyo Ekonomik segmentin (tahminimce özellikle Milliyet kitlesi buna uygundur)kitlenin 30-50 yaş kitlesinin ağırlıklı Fenerli olduğu düşünüldüğünde Milliyet Yazı işleri müdürü nün bir önceki GS muhabirinin Fenerli olduğu bir gazetede son dönemde GS muhabirinin uzun yıllar Cumhuriyette GS düşmanlığı yaparak hayatını geçirmiş Nevzat Dizdar olduğunu düşünecek olursak böyle tablolar ortaya çıkar. Babam eski bir gazateci olduğundan pek çok spor servisinin Fenerli ağırlıklı (hatta özel sektör yönetimlerinin pek çoğunda böyledir) hep aynı sonuca ulaşırız. GS sempatizanları(taraftarı kelimesini özellikle kullanmadım) sayısının büyük bölümünü alt segmentlerden ve 90’lı yıllarda doğmuş gençlerden alır. Bunların da ekonomik hayatta karşılığı yoktur nokta

kutay dedi ki...

ben bu haberle komplo teorimi değiştiriyorum. amaç bence galatasaray'a sallamak değil.
galatasaray'a sallamak olsaydı, elano gibi diğer yabancı futbolcular için de yapılırdı bu tip bir haber:
lincoln-rc, elano-lugano gibi mesela leo-guiza haberi.
veya "arda'nın fenerli futbolcularla açılışlara gitmesi gs taraftarını üzdü" diye bir haber yok.
neyse bakalım, belki yanıldım, kuskulandım bekleyelim.

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO