Yakın çevremde olsun blog yoluyla iletişime geçtiğim kişiler olsun çoğu kişi bana deli gözüyle bakıyor Serie A tutkum yüzünden. Avrupa'da Türkiye Süper Ligi ile birlikte izlemekten en fazla keyif aldığım lig Serie A'dır dediğim zaman uzaylı görmüş gibi bakıyorlar. Bir Premier Lig maçını veya önemli bir La Liga maçını asla tercih etmem ekranda Serie A varsa. Tuttuğum takımlar Türkiye ve İtalya'da olduğu için en zevk aldığım ligleri bunlar olarak gördüğüm sanılabilir ancak kendi takımlarımın maçı olmadığı zaman da bu iki ligi tercih ediyorum genellikle. Mesela atıyorum Catania-Cagliari oynasın, diğer tarafta Valencia-Sevilla oynasın, iki maç da aynı saatte başlamış olsun.. 90 dakikanın 60 dakikasına İtalya'da olur gözlerim, yani dönüşümlü bakarken toplam süre o olur..
Ben bu ligin sertliğini de dönem dönem ortaya çıkan golsüz ve kısır haftalarını da, ya da yine ara sıra ortaya çıkan ve Catenaccio'yu doğuran topraklara ters düşen o gol rekorlarına koşulan haftaları, kısacası her şeyini seviyorum bu ligin. İtalya ligi varsa orada ayrı bir heyecan var, diğer liglerde olmayan bir ruh var..
Bugün de bu lige neden taptığımı belgeleyen nefis bir maç oynandı. Gündüz Fiorentina maçını izlememe sebebim takımımın acınacak halde olmasıydı, futboldan zevk almayacağım için değil sinirlerimi bozmamak için izlememiştim. Futboldan zevk alma işini akşam oynanacak o nefis maçla karşılayacağımdan emindim. Alakasız hakem kararlarıyla, karşılıklı hırs ve mücadeleyle, hepsinden önemlisi müthiş futbolla yine beni fazlasıyla tatmin eden bir Serie A maçı oynandı. Dünyanın sayılı maçlarından biri olduğu için hangi ligde oynansa heyecanı zirveye taşıyacak bir maçtı bu. Ancak şu var ki insanların nesinden zevk aldığını anlamadığım bazı amaçsız Premier Lig maçlarını ve Serie A'nın "sözde" düşük kalitedeki maçlarını düşünüyorum, Serie A her zaman öne çıkıyor. Premier Lig, La Liga veya bir başkası Türkiye ve İtalya gibi olamayacak benim için. Süper Lig'den basit bir maç bile bir Premier Lig maçından daha fazla zevk veriyor bana, tıpkı İtalya'da oynanan basit bir Serie A maçında olduğu gibi..
Hem bizim ülkemizde hem de Avrupa'da çok haksızlık ediliyor Serie A'ya.. Adı çıkmış bir kere "savunma futbolu", "çok gol olmuyor", "sıkıcı futbol" diye; nasıl inandırabilirsin ki insanları yanıldıkları konusunda ?
Ekleme, Saat 04.20 :
hmm nickli arkadaştan gelen yorumdan sonra buraya ek yapmak istedim. Yüzeysel olarak konuya değinip bu ligleri sevdiğimi belirtip geçeyim istemiştim ama görüldüğü üzere sebep belirtmem de istenmiş, o halde kırmayalım bu ricayı.
Aslında öyle listelenecek maddeler dolusu yazılacak bir "sebep" yok bunun için.. Bana zevkli geliyor, haz alıyorum izlediğim şeyden.. Premier Lig'i izlerken maçları izlemeye dayanamıyorum, 90 dakika izleyemiyorum Arsenal maçları dışındakileri.. Arsenal izletiyor bir şekilde.. La Liga ise fazla ışıltılı ve şova yönelik geliyor gözüme..
Türkiye ve İtalya'da "futbol" daha fazla ön planda.. Şov yok, ışıltılı süslenmiş gibi bir ortam yok.. Tribünler sert, sahadakiler dişli, oyuncular teknikle değil güçleriyle de oynuyorlar sahada.. Zayıf-güçsüz adam La Liga'da çok rahat tutunabilir, mesela Carrusca İspanya'da tutunurdu en azından Türkiye'deki gibi sıfırı tüketmezdi, Premier Lig'de de etliye sütlüye dokunmayıp iki asist yapsa "istatistik delisi" İngilizler başarılı sayabilir.. Ama Türkiye'de ve İtalya'da canını dişine takmayıp gücünü kullanmayıp sadece yeteneği ile iş yapmaya kalkarsa "dur" derler adama..
Ayrıca futbolun içinde olmasını sevmediğimiz ve hep eleştirdiğimiz hakem hataları, kirli oyunlar falan olması da biraz ilgi çekici oluyor işin çetrefilli kısımları oldukları için.. Bunların üzerine kafa yormak, bunlarla uğraşmak kötünün üzerinden gidip iyiye ulaşmak ilgimi çekiyor.. Doğrudan budur diye açıklayamıyorum bu ligleri seviyor olmamı ama böyle şeyler bir araya geliyor ve bu iki ligi diğerlerinden ayırıyor benim için.
Mesela geçen sezon oynanan ve 0-0 biten Kayseri-Sivas maçını izleyip buraya yazdığımda ve maçtan keyif aldığımı belirttiğimde bunu sorgulayanlar olmuştu. Çoğu kişiye göre böyle bir şey olmamalıydı çünkü o maç iki tane anti-futbol oynayan takımın maçıydı, nasıl güzel olabilirdi ki ? Bunun için tek dayanakları gol olmamasıydı.. Maçı 90 dakika izleyince ise hiç de bahsedildiği gibi kötü bir maç olmadığı ortaya çıkıyordu. Aynı şekilde İspanya'dan basit bir maç TV'de yayınlanıp ilgi çekiyor ama İtalya'dan olduğu zaman ilgi çekmiyor, bu yüzden de TV'de orta sıra takımlarının veya düşme potasındakilerin kendi aralarındaki maçları göremiyoruz İtalya'da. Ancak yeri geliyor Xerez-Tenerife veya Fulham-Wolves tarzı alt sıra takımlarının maçları bile yayınlanıyor neredeyse.. O maçlar belki çoğunluk için gerçekten güzel maçlar ama benim için bir Süper Lig veya Serie A maçı kadar ilgi çekici değiller, tat almıyorum, keyif almıyorum..
Üstte saydığım alakalı-alakasız, büyük-küçük bir çok şey birleşince bu iki lig benim için hepsinden ayrı bir yerde oluyor.
25.01.2010
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
merhaba
evet serie a ve tsl'yi tercih etmen hakkinda bir yazi olmus ancak bu tercihinin sebebini yazsaymissin daha iyi olurmus sanki. yazinin icerigini oldukca zayif buldum acikcasi.
blogların sözleşmiş gibi serie a'yı öven yazılar yazması çok sevindirici ( ki aklın yolu bir).
Sene başı serie a'yı yayınlayacak kanal ararken gelinen nokta....
Serie A için söylenenlere katılıyorum;ancak şu gerçeği de göz ardı etmemeliyiz sanırım. Eskisi gibi büyük yıldızların tercihi değil artık Serie A. Mesela dün İnter-Milan maçlarında kadrolara baktım yaş ortalamaları ne kadar da yüksekti. Diğer takımlarda da durum bundan farklı değil. Batistutalı Fiorentina zamanını hatırlayın bir de. O dönem Serie A takımlarının kadrolarına bir göz atın. Düşüşü gözlerinizle göreceksiniz ne yazık ki.
Eskisi gibi, yıldızların İtalyayı tercih etmemesinin nedeni, futbol piyasasında finansal olarak söz sahibi takımların İngiltere ve İspanyada olmasıdır.İtalya, kulüplerin finansal yapılarını, eski günlere göre daha sıkı bir şekilde denetliyor.Bu durum da, kulüplerin har vurup harman savurmasını engelliyor.Bunlara rağmen,dikkatle izlerseniz,Fiorentina gibi takımlar başarılı gençleri transfer ederek, ligin kalitesinin uzun vadede artmasını sağlayabilir.(bkz. Adem Ljacic ve Stevan Jovetic)
italya ve ıngıltere arasında bır fark..
ıngılterede chelsea sunderlanda 7, tottenham wıgana 9 gol atabılır, ama bu italyada olamaz.
alt sıra ile üst sıra arasında cok buyuk denge farkı yoktur.
biz mi biraz ilginciz. herkeste bi premier lig tutkusu. ''adamlar doksan dakika koşuylar be hacı.'', ''ne tempolu maçlar oluyo be..'', ''hiç durmadan oynuyolar.'','' cidden ben artık başka lig izlemiyorum'' bıdı bıdı.. klişelerden kurtulamamış insanların en sevdiği şey premier ligi övmek.hayatında hiç premier lig izlememiş olanlar da yapıyo ya bunu o zaman benim sinirler oynuyo. ben de nedendir bilinmez ufaktan kıl oluyorum bu lige. bilmiyorum ama hiçbi lig bana; o sert defansların olduğu, okaka'nın yerden gelen sert ortaya dönüp topuğuyla maç kazandırdığı, ronaldinho'nun milimlik paslar attığı,cambiasso'nun,sneijder'in 90 dakika köle gibi koşuşturduğu, riise'nin topa hayvan gibi abandığı, mourinho'nun da maç sonunda sinir bozucu ama bir o kadar da eğlenceli ve karizmatik sataşmalarının olduğu bu lig kadar zevk vermiyo. gerçi ispanya deyince de bi guti topuk pası insanı mest eder ama... ha şurda yalan söylemiycem türkiye ligini bana zevk verdiği ya da çok iyi topçuları olduğu için sevmiyorum. sadecfe tuttuğum takım bu ligde o kadar.
sanırım franchi'nin de italya'yı bu kadar sevmesindeki noktalar benimkine benzer şeylerdir...
Yorum Gönder