22.02.2010

Derbi ? : Beşiktaş 1-1 Galatasaray

Acikcasi atmosfer disinda pek derbi goruntusu olusmadi macta. Oyunun en fazla 10'ar dakikalik bolumlerinde baski kurabildi ve tempoyu yukseltebildi iki takim kendi adlarina. Degerlendirmeye baslarken once iki takim acisindan macin etkileriyle baslayalim..

Besiktas icin Gaziantep deplasmaninda birakilan 3 puan sonrasi cok kritik 2 puan daha kaybedildi. Mac eksigi olmasina ragmen 8 puanlik farki kapatmasi icin saglam bir seriye ihtiyaci var Besiktas'in artik. Ustundeki rakiplerinden Fenerbahce ve Bursaspor deplasmanlarini da goz onune alirsak sampiyonluk sansini %10 civarina kadar dusurmustur bana gore. Erkenden kehanet yapmak istemiyorum ama Besiktas taraftarlarinin da sanirim pek umidi kalmamistir sampiyonluk icin. Maca gelirsek 30.-45. dakikalar arasi Besiktas'in ev sahibi oldugunu hissettirdigi dakikalardi. Galatasaray'in attigi her uzun topu karsilayip ataga cevirdiler ve 2-3 net denebilecek gol kacirdilar ama hepsi bu. İkinci yarinin -golden sonra bile- neredeyse tamamini silik bir sekilde gecirdiler. Bu nedenle beraberlige uzulduk aciklamalarini samimi bulmuyorum ben Besiktas adina. 15 dakikalik baskiya tum maci mal etmemek lazim..
Galatasaray icin ise bir hafta icinde iki ust duzey deplasmandan yenilmeden cikmak basiridir, bu bir. İkinci olarak Galatasaray'i ikiye ayirip degerlendirmek gerekir. Forvetsiz Galatasaray, deplasmanda forvetsiz oynamasi gerektigi gibi oynuyor. Bu kadar yani yapabilecekleri, daha fazlasi olmaz. Bana gore tek ve en buyuk hata orta sahada pas yapmak yerine bir cok kez uzun top kullanmalari. Uzun toplar tenis topu gibi geri donmeye baslayinca agir bir bocalama donemi gecirdi takim. Devre arasindan sonra bunun biraz daha duzeldigini gorduk. Oyuna Jo'nun girmesinin ardindan uzun bir aradan sonra alistigi duzende oynamaya basladi Galatasaray ve Arda'nin bireysel cabasi sonucu golu buldu. Bu golden sonra Arda'nin sakatlanmasi tam bir talihsizlik zira yerine giren Dos Santos israrla yoklari oynamaya devam ediyor. Keita da yeteri kadar verim veremeyince hucumda etkilerini yitirdiler ve bir yan top goluyle inonuden 1 puanla ayrildilar.

Galatasaray'da deginmek istedigim uc kisi var. Elano, Emre ve Neill. Geldigi gun ile arasinda daglar kadar fark olustu Elano'nun. Tam anlamiyla kendini buluyor diyebiliriz. Kaleye sut cekiyor, pas veriyor, takimi ileri cikartiyor. Ozellikle Galatasaray'in vazgecilmezi olma yolunda ilerliyor. Diger bir isim Emre Gungor, Kayseri macinda Makukula'yi etkisiz hale getirmesiyle "vay be" dedirttikten sonra bugun de kusursuza yakin oynadi. Vazgecilmez gorunen Servet'i konusan kalmadi Galatasaray taraftari olarak. Ve Lucas Neill. Sezonun en yararli transferi benim diye bagirdi mac boyunca. Topun sıkıstıgı bolgelerden ustalikla cikmasi ve topu ileri dogru olumlu kullanmasi bizim defans olgusunda alisik olmadigimiz bir durum.

Kisaca macin kritik anlarina bakarsak.. Holosko'nun kafa vurusu gol degil gibi geldi, bir defa izledim. Ayrica boyle cizgi pozisyonlarini hala konusuyorsak cizgi kamerasinin olmamasi yuzundendir. Bu yuzden yan hakem ne dediyse ona inanmak zorundayiz. Baris'in bombos kacirdigi kafa vurusunu Besiktas defansi topu kornere atarken bile yapamaz. Ikinci yarida Mehmet Topal'in pozisyonu net penalti, deginen olmamasi ilginc. Keita'nin dirsegi direk kirmizi. Ayni zamanda Ibrahim Uzulmezin elide gayet bilincli gidiyor Keita'nin suratina, Keita yazmis bir koseye demek. Leo Franco uzun zaman sonra golluk pozisyon onledi. Nihat, Bobo ve Dos Santos'a gecenin hayaletleri unvanini veriyor ve bir derbi hafatsini daha noktaliyoruz.

6 yorum:

Erdem Karakuş dedi ki...

18 dakika oynayan Dos Santos yine yokları oynamış ama Uğur için tek bir kelam yok. Sağ kanat kevgire dönmüş kaç maçtır ama adamımız Uğur suçsuz tabiki bunda.

Tek hatasında Sabri'ye giydiren ahaliye selam olsun.

Adsız dedi ki...

ya heryerde sordum cevap veren yok
franchi sana sorayım bari
Arda Turan'ın bu kaçıncı oynadığı ve gol attığı beşiktaş maçı ?hiç boş geçmemişti bu güne kadar oynadığı bütün maçlarda gol atmış beşiktaşa karşı
ha bu aradam maçı konuşmak bile gelmiyor içimden nedense

Ali Arslan dedi ki...

Maçın kısmeti buymuş diyorum sadece.Umarım liderliğimiz uzun süre devam eder..

liquefied dedi ki...

Açıkçası Elano hakkında herkes ağız birliği etmişçesine iyi diyorken, Uğur'u konuşmak gereksiz. Takımı ileriye taşıyacak, takımın orta alandaki lideri olacak adam; takımın en etkisiz ve hayalet adamlarından birisi. Barış'a açtığı orta ve şutu dışında bir şey hatırlamıyorum. Bu adam bizim futbolumuzu sekteye uğratır. Elano görevini yaptı diyenler, futboldan anlamıyor bana kalırsa. Rijkaard vermişse böyle bir görev vermişse de, o da futboldan anlamıyor.

Gelelim Barış'a. İlk yarı istatistiklerine göre, en çok koşan 5 Galatasaraylı'dan birisi değil. Sorun şu ki, 4-3-3 oynayan bir takımda en çok koşması gereken adam, o mevkide oynayan adamdır. "Dinamo gibi adam" tezi de böylelikle çürüdü sonunda.

Bu iki yararsızdan sonra, orta sahadaki tek ayakta kalan adama gelelim. Mehmet Topal'ı sokakta görsem, bu adam ön libero derim. O kadar belli ki o mevki için yaratıldığı. Sahadaki oyunu da komple tamamlıyor mevkisinin profilini. Eleştirildiğini noktalar ise, uzun veya kısa pasları falan. Elano dediğimiz adam biraz sorumluluk alma bilincinde olsa, Barış dediğimiz adam ucundan futbolcu olsa; Mehmet Topal'ı oyun kurmaya zorlamayız. Ben Chelsea'de hiç görmedim mesela Obi Mikel'i oyun kurarken.

Adsız dedi ki...

Ugur bu gozlerin gordugu en kotu bek performansını gosterdi dun gece. Besiktastaki baki mercimek bile bu kadar kotu degildi bir bek olarak.

Hiddink bu maci izlemiş olsa ekrem'i milli takimin banko sol acigi zannederdi.

sabri varken ugur maalesef o bolgede mac yuzu goremez. ali turan transferi ile birlikte ugur'a maalesef elveda demek zorundayız.

lanet olsun konya!da o maci oynatan federasyona. lanet olsun yanlış tedavi yapanlara.

dt.ibo dedi ki...

uğur'un performansının bu denli kötü olmasının sebebi forvetsiz oyunda Keita'nın obölgeye kaydırılması ve o kanatta Uğur'un hem Üzülmez hem Ekrem le boğuşmak durumunda kalmasının payı da oldukça yüksek.
Tabii ki Sabri oynasa daha iyi ama bu kadar yüklenmek de hakszılık olur.

Ayrıca Leo Franco da kurtardı kurtardı ama rahatlıkla kucağına alması gereken topu da o yükseklikte yumruklarsan yere gider be abicim. Kaleciliğin ABC sidir göğüs hizasındaki top yumruklanmaz, özellikle dik yumruklanmaz, bari kenara doğru falan vursaydı.

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO