Farklı bir müessese bu "
Büyük Kaptan" lık.. Diğerlerini bilmem, ben
Galatasaraylı olanlardan bahsetmek istiyorum. Zaten diğer takımlarda, en azından futbolumuzun diğer iki büyük camiasında bu terimin çok sık kullanıldığını duymadım.
Yaşım itibarı ile,
Galatasaray'da bu tabirle anılan iki kişi tanırım.
Bunlardan biri, 1974 yılında henüz 18 yaşındayken altyapıya katılıp, futbolu bıraktığı 1991 yılına kadar (
Giresunspor'da kiralık olarak oynamak üzere gittiği 1975/1976 sezonu dışında) tamamen Galatasaray Forması giyen "Büyük Kaptan"
Cüneyt TANMAN.

Futbol sahalarında nadir görülen sportmen ve centilmen kişiliği ile bugün bile örnek gösterilen, benim hatırladığım ilk büyük kaptan.
Galatasaray formasıyla tam
350 lig maçına çıkmış ve bunca yıl içinde sadece "
bir" tane
kırmızı kart görmüştür Cüneyt TANMAN.
Diğeri ise, 15 yaşında girdiği
Galatasaray altyapısından çıkarak, tam 17 sene
sarı kırmızı formayı giyen, bu süre içinde de
UEFA Kupası ve
Süper Kupa da dahil olmak üzere tam "
28" adet çeşitli çap ve ebatta kupa kaldıran, 105 defa milli forma ile mücadele eden,
Parken stadındaki uzatma dakikalarını çıkık omuzunu sardırarak oynayan ve klübün "formanı emekliye ayıralım" teklifini kabul etmeyerek 3 numaralı formayı
Uğur UÇAR'a veren, benim gözümde en "Büyük Kaptan"
Bülent KORKMAZ.

Cüneyt için saydığımız meziyetleri pek sergilemese de, takımı için mücadele azmini, kazanma hırsını ve profesyonelliği en üst düzeyde ortaya koyarak, ülkemiz futbolunun ufkunu açan o altın jenerasyonun kaptanı ve belki de kilit taşı oldu.
Bu bahsettiğim iki isim de, sıfatlarını kazanırken bu süreçlerden geçtiler. Kimse 23 yaşındaki Cüneyt'e "Büyük Kaptan" demedi. Hatta yanılmıyorsam Bülent'in "Büyük Kaptan" olarak çağırılması da 2000'li yıllara denk gelir.
Her ikisi de
Galatasaray kaptanlığının ne demek olduğunu, vazifelerinin ağırlığını kavrayacak olgunluğa eriştiklerinde o mertebeye ulaştılar ve başarılarını yıllarca devam ettirerek "Büyük Kaptan" sıfatını bileklerinin hakkıyla kazandılar. Herkesin taşıyabileceği bir sıfat değil yani bu. Ülkemizin gelmiş geçmiş en kariyerli futbolcusu
Hakan ŞÜKÜR'ü bile "
Büyük Kaptan" olarak onurlandırmadı bu camia. Öyle diyeyim, siz anlayın artık.
Bunları nostalji rüzgarı yaratayım diye yazmıyorum tabi ki.. Maalesef gündem gerektirdi. Bugün okudum ki, 23 yaşındaki kaptanımız, göz bebeğimiz, tribünlerin şimdiden "Büyük Kaptan" diye andığı
Arda TURAN, antreman esnasında kendisine sert giren
Caner ERKİN'e girişiverip dudağını patlatmış.
23 yaşındaki bir futbolcunun takım arkadaşı ile kavga etmesini anlarım. Ama
Galatasaray kaptanının, takım arkadaşına bunu yapmasını kabul edemem. Çünkü, bu kaptanlığın gereğine uymaz. Hele senden önceki kaptanların, hatta "Büyük Kaptan" ların mirasını taşıyorsan hiç uymaz.
Sevgilisini, özel hayatını, milyon dolarlık arabasını, sinema kapatmasını, giyimini kuşamını falan eleştirmedim hiç. Bunların zamanla yoluna girecek şeyler olduğunu biliyorum. Ama bu son icraatını eleştiririm arkadaşım. Demek ki sen,
Galatasaray kaptanlığına hazır değilmişsin. Kusura bakma da,
Galatasaray gibi bir camia, senin kaptanlık pazubandıyla büyüyüp olgunlaşmanı bekleyemez.
Ama hata tabi ki Arda'da değil. Ona bu payeyi veren yönetim ve "Büyük Kaptan" diye gaz veren tribün birinci dereceden sorumlu bu işte.
Herhalde bu payelerin Arda'yı olumlu olarak etkileyeceği düşünüldü ama, çocuk günden güne eziliyor. Burada
Rijkaard ve teknik ekibin devreye girerek bu çocuğa gerekli psikolojik desteği vermeleri, bunun için de gerekiyorsa konunun uzmanlarından yardım istemeleri lazım.
Yeteneklerinden ve renklere olan sevgisinden şüphe etmediğim Arda'nın bir an önce toparlanıp yoluna bakması gerekiyor zira.
ekşisözlükten "
sarpito" nickli yazarın entry'sinden, altına imzamı atarak alıntı yapmam gerekiyor;
"
Metin OKTAY olmayı mı yoksa Emre BELÖZOĞLU olmayı mı seçmesini beklediğimiz aklı karışık futbolcu. Bence ikisi için de potansiyeli var."
Bu arada, "belki düzelir" umuduyla
Diyarbakırspor maçında Arda'yı ıslıklayan ve bunun işe yarayacağını ısrarla savunan bazı taraftar gruplarının planlarının da ne kadar çocukça olduğunu görmüş olduk. Arda'nın
Manisaspor maçında taraftara yaptığı tafrayı ve bu son icraatini onlara armağan ediyorum.