Maçı kısaca maddeledik geçtik. Rahat geçmesi gereken maç beklendiği gibi geçti gitti. Ancak beklenenin çok çok ötesinde olan bir rezillik vardı protesto adı altında. Fenerbahçe maçında olanlara çok büyük tepki gösterip dibe vuruş, çöküş, tribünün bittiği an demiştik ama ne bilelim biz onların devede kulak kıvamında kalacağını. Derbide susup ezeli rakibe meydanı bıraktırıp baskının b'sini kuramamayı eleştirirken Diyarbakır maçında yaşanacak olanları bilemezdik. Diyarbakır da ne talihsizmiş, kendi seyircisinin olaysız atlattığı günde konuşulan şey yine tribün oldu, taraftar oldu, seyirci oldu. Espri kısmını bırakıp ciddi boyuttaki şeylere geçelim.
Maç öncesi TV başında ilk saçmalığa şahit olduk, pankartlar ters asılmıştı. Öyle ki her fırsatta ruhunu çağırdıkları "Taçsız Kral Metin Oktay"ımızın eli göğsünde armasının ve kalbinin üzerinde olan o fotoğrafını bile baş aşağı çevirirken utanmamışlardı. O adam bir semboldür, duruştur, karakterdir, ruhtur, bir tanedir. Sen saçma sapan fikirlerinle tribünün yarısını ele geçirip Galatasaray tarihinin tribünlerdeki en kötü gününe imza atarken Metin Oktay ismine saygısızlık etmeyeceksin. Edeceksen de Galatasaraylıyım demeyeceksin arkadaş, o kadar basit. Bahsi geçen olay bu yazıda altta duran fotoğrafta görülüyor. Siz neymişsiniz ulan be! 23.000 kişilik, 46 yıllık Ali Sami Yen Stadı'nın tek sahibi gibi davrandığınız yetmezmiş gibi Taçsız Kral'ın formasını giyen Kaptan Arda'yı bile ıslıklamakta bir beis görmüyorsunuz. Saydırın, sallayın, küfür edin, ıslıklayın, ne yaparsanız yapın ama bunu Ali Sami Yen Stadı'nın içinde yapmayın. Kahvehanede veya evinizde kendi kendinize yapın.
Çünkü "Galatasaray Taraftarı" siz değilsiniz, hep eleştirdiğiniz o Numaralı'da bu maçta koşulsuz şartsız takımının yanında olanlar var ya işte; Galatasaray'ın gerçek taraftarları orada. Onlar viski içerler, bacak bacak üstüne atıp "Değil mi azizim hah hah keh keh" diye maç izlerler veya daha da basitleştirirsek "çekirdekçi" diye dışlanırlar hep. Tabii bu size göre böyledir, çünkü sizin için tribün demek en ufak hatada insanları asıp kesip kendi yanlışlarını doğruymuşçasına tüm taraftarlara kabul ettirebilmek demek. Numaralı'ya ne derseniz deyin; bugün rerere rarara diye o tribünde gururlar bağıran adamdır benim takımımın gerçek taraftarı. Eski Açık'ta yaş ortalaması 25-26'dır en fazla. Benim tahminim 1-2 sene daha az olduğu yönünde ama net olarak nedir bilemem, belki kulüpten öğrenilir bir araştırma için lazım diyerek. Merak eden şansını denesin.. Konuyu şuraya getiriyorum, kale arkaları stadın en genç tribünleri desek yanlış olmaz. Ağızlarında hep 14 sene şampiyon olamayan takımın ruhu var. E sen 15-20 yaşındasın oraya çıkmış 14 sene şampiyon olunmayan dönemdeki inançtan ruhtan bahsediyorsun. 20 yaşında olan biri 1990 doğumludur ki 14 senelik dönemle alakası yoktur. O dönem yaşananları örnekleyip "bu taraftar 14 sene sabır gösterdi" diye lafa başlayıp gerekirse bir 14'e daha katlanabileceğinizi nasıl iddia ediyorsunuz? Sizin o dilinizden düşürmediğiniz 14 seneyi yaşayan adamlar bugün Numaralı'da oturuyor. 14 seneyi yaşadığı için, o zaman her koşulda her an takımını deli gibi desteklediği için bugün tek maçta takımını satmıyor. Türk futbol tarihindeki en büyük devrimlerden biri için yola çıkılmış ancak bazıları tek sezonda 8 yılda kurulan bugünkü Barcelona'nın performansını bekliyor.
Eski Açık'a konuşlanan ve çoğunluğunun yaşı 15-25 arasında değişen kitlenin çıkıp da 14 yıl şampiyon olamamış takımın o günkü taraftarı ile kendisini bir tutması komedidir, eğer ciddi ciddi bu iddia ediliyorsa da rezilliktir. Hatta daha da abartayım 14 senenin en azından 10 senesini yaşamamış adamın o günkü sabrı veya o günkü tahammülü göstermekten bahsetmemesi lazım. Ben 16 Kasım 1987'de doğdum, yani 14 yıllık hasret bittikten bir kaç ay sonra. Doğduktan sonra tam 10 tane Türkiye Ligi şampiyonluğu yaşamış tuttuğum takım. Bunun yanında 2 tane de Avrupa kupası kazanmışız ki Türkiye'de bunun bir daha başarılabileceği bile muamma. Ben Avrupa'nın en büyük 3 kupasından 2 tanesinin kazanıldığını görmüşüm ömrümde o 10 tane şampiyonluk yetmezmiş gibi. Hal böyleyken çıkıp da "Biz 14 sene şampiyonluk görememiş taraftarız, 3 sene 5 sene görememek değildir bizi isyan ettiren" diyemem. 5 sene şampiyonluk görememeye dayanacağımı söyleyemem arkadaş. Anca işte böyle çıkarım Rijkaard'ın Barcelona'da yaşadığı gibi 1 tane ölü sezona tahammül edebileceğimi söylerim, 2. sezon da o devrim beklenildiği gibi yaşanmazsa umudumu keseceğimi söylerim. Ben buyum, başarıya alıştım ben. Yalanla dolanla işim yok, 14 sene şampiyon olamazsak benim çevremde bunu yaşayanların; yani babamın, dayımın, dedemin dayandığı gibi dayanamam arkadaş, 10. senede isyan ederim. Takımımı yine tutarım, yine bağlanırım belki ama 1-2 sene şampiyon olamadığımız dönemdeki gibi olmam.
Durum buyken tribündeki yaşıtlarımın da sırf İstanbul'da yaşayıp maça gittiği için kendini 25-30 sene önce yaşananları yaşamış gibi göstermesini anlayamam. Tutturmuş bir 14 sene gidiyorsunuz, ayıptır.. Yalana gerek yok, 14 sene tahammül edemezsiniz, inanın buna.
O efsane ve acı dolu 14 seneden bahsetmeden önce biraz daha bilinebilecek, biraz daha yaşanılmış bir olayı akla getirmeli bu sabırsız güruh. Derwall bu takıma geldiğinde 1990'lar gelmemişti, tarih bugün hala dünyada ayrı bir duyguyla anılan 80'ler efsanesini yaşamaktaydı. Derwall ile başlayan devrim sonuca ulaştığında ise takvimler 17 Mayıs 2000 tarihini gösteriyordu. 14 yıllık örnek lazımsa buyrun size daha çarpıcı ve daha gerçek bir 14 yıl. O UEFA Kupası tam 14 yılın sonunda geldi. Ve 14 yılın içinde 5 sene şampiyon olamadığımız dönem oldu en fazla. Derwall'den UEFA'ya uzanan yol 14 yılda tamamlanmışsa biz Rijkaard geldikten 8 ay sonra takımın tamamen buna adapte olmasını mı bekliyoruz? Kötü de oynayacaklar, rezil de olacaklar yeri gelecek. Basındaki bir takım organizmalar Jo'ya parti yaptı diye yüklenip, Arda'nın sinema kapatmasına yüklenip, 2000 yılındaki başarıyla kazanılan ve bugün büyüyüp 14-15 yaşına gelen suni taraftarı gaza getiriyor ve buna kendini Galatasaray tribünlerinin sahibi olduğunu sanan grup da alet oluyor. Medya iki satır yazıyor, tribündeki hainler o iki satırı iki yüz satır gibi abartıp kendi armasını formasını terleten adamı yerden yere vuruyor. Fenerbahçe maçında kötünün iyisi olarak alkış tutulan Jo bugün yerin en dibine gömülüyor. Sonra bazıları da çıkıp biz taraftarız diyor. Manifestolar yayınlayıp "biz buyuz!" diye saçma bir duruş gösterip "Galatasaray Taraftarı"nı kendi stadında küçük düşürmeye çalışıyor. O protestoyu yapan ve tribünde "tek" olduğunu iddia eden grubun üyeleri kendilerini gerçek Galatasaraylı sansınlar, aklı çalışan herkes kimin ne olduğunu biliyor onlara inat.
Benim takımımın kaptanını oyundan çıkarken ıslıklayan insancıklar benim takımımın taraftarı olamazlar. Olmasınlar. Bu adamlar kendi stadında kendi takımını utanmadan arlanmadan eleştiren hainlerden başka bir şey değiller. Bir de utanmadan bağırdılar "Herkes gider biz kalırız, biz Galatasaraylıyız" diye. Mümkünse siz gidin, biz kalalım, zira Galatasaraylı olan bizleriz, sizler değilsiniz.
Biz bir şeyi kaybetmedik bugüne dek, geleceği kazanabilmek adına bugün bir şeyleri kaybetmeyi göze aldık sadece. Ve biz gerçek Galatasaraylıların ruhu bugün tribünün hiç beklenmedik bir noktasındaydı: Numaralı tribünde. Demir yazmıştı ve "Çünkü kaybediyor olmamız, kaybettiğimiz anlamına gelmiyor" demişti. O enfes yazıyı bir kez daha hatırlattıktan sonra şununla bitirmek istiyorum:
Bir devrim için yola çıktık ancak bu devrim yeşil saha sınırları içinde kalmamalı. Tribünde de bir devrim şart ve inanıyorum ki yakın zamanda "tek" olduklarını sananlar da bir gün tek olmadıklarını, Galatasaray tribünlerinin sahibi değil sadece gelip geçici bir rüzgarı olduklarını anlayacaklar..
12.04.2010
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
25 yorum:
Televizyondan tribün eleştirisi bu kadar oluyor herhalde.
Metin oktay ismini kim gündeme taşımış, kim unutulmaya yüz tutmuşken baş tacı etmiş bir araştır istersen. Bu tribünün en son saygısızlık yapacağı isimdir Metin Oktay. Eleştirecekseniz de doğru dürüst eleştirin.
O koşulsuz şartsız takımın yanında olan numaralarının yarısı nerdeymiş, kötü pas atana homurdanan kimmiş? Anlatın biz de bilelim.
Milan, real Madrid, Leeds ve daha bı sürü efsane maçta tribudeydim. Takimimla gurur duymuştum. Bugün ilk defa kendimle gurur duydum.
Çünkü bu maçta numaralidaydim...
tek kelimeyle mükemmel bir yazı; dün maçtaydım eski açıkta onlardan mümkün olduğunca uzakta sadece futbolu izledim.Numaralı'ının yaptığı sahiplenmeye bile ağzından salyalar akıtarak tepki veren karaborsacı,alkolik,antifenerli,beleşçi kişilere taraftar demek bile ayıp.
Bunda en büyük sebep onları beleş biletle besleyen ve öne çıkaran yönetimdir.
Kendisini çok sevmesemde Aziz Yıldırım Titanlığını ilan ettikten sonra tribün gruplarını bitirdi.
2000 sonrası gelen her yönetim protesto edilmemek, tepkiyi hep farklı yöne çekmek adına bunları besledi ve tek söz sahibi olmasını sağladı.
Hep teknik direktör hep futbolcu hatalı oldu.
Bugün pankartlara yazdıkları Hagi'ye para alıp küfür edenler de bunlardı, Bülent,Hasan ve nice futbolcuları bitirenlerde.
Aslantepe'ye geçtikten sonra seyirci profili değişecektir elbet;eğer Adnan Polat koltuğu sağlam görürse tribünden desteğini çekecektir.
Numaralı benim için gerçek Galatasaraylıdır bunların yanında; çünkü onlar yüksek paralar verir klube para kazandırır.Diğerleri de beleşe aldıkları bileti 500 TLye satar gider alkol komasına girer Fener'e yenildik diye.
Seneye olacak en ufak başarısızlıkta hedef Rijkaard'dır; sanırım ona da muz atıp gönderirler.
oradaki binler ekranların başındaki bilyonlar haksız ama buradaki 3-5 bloger haklı öylemi. yapılan gayet medeni ve yerinde bir protestoydu kimin canı yandı neresi yıkıldı benmi görmedim. diyelim sizin gibi sağ duyulu insan sayıdsı aslında çok fazla o zaman neden ilk 5 dakikada çıt yoktu yada LİG TV sesimi kıstı. tribündekiler iş veren sahadakiler işçidir. özel sektörde bir şirkette bir kaç milyon Euroyu bu şekilde heba et bakalım adamı ne yaparlar.
@adsız,
bu tribundeki rezaleti gormek icin stada gitmeye hic gerek yok.. tv'den elestirmek soyle oluyor boyle oluyorla tribundeki rezilligi buralara da tasımayın, zahmete girmeyin o kadar..
@Neo Wan,
ekranları basında bu macı izleyen herkesin protesto denen rezilligi onayladıgını ve sadece galatasaraylı blogcuların buna tepki gosterdigini dusunuyorsun belli ki.. ben bu zihniyetle polemige giremem, cevap veremem..
siz hala yaptıgınız seyi matah sanın, iyi bir halt edildigini sanın..
Güzel yazı.Ben 35 yaşındayım.12 yaşıma kadar şampiyonlum göremedim.O zamanki ruh gerçekten şimdi yok.Bir başkayıd o zamanlar.Değişen dünya ile taraftarlarda değişiyor.
90 lı yılların tribün kapışmalarına şahit oldum. o zamanların adamları şimdi tribünde değil (ben dahil) çünkü artık eziyet çekmek istemiyoruz.Bu stat bir zulüm. İçeri girmek çıkmak bir dert.yeni stat olana kadar böyle sürecek.kadayıf olmuş 50 yaşına gelmiş hayatını kazanmış bir tribün lideri ve ona tapan 14 yaşındaki çocuklardan bu kadar taraftar oluyor.
bu "tv'den bidi bidi" olayını da hiç anlamam. izmir'de yaşıyorum, ve bütçem de kısıtlı, öğrenciyim sonuçta, ne yapayım? izlemeyeyim mi tv'den? ya da hafta boyunca aç kalıp maça mı geleyim deplasman yollarında elimde sigara?
bakın arkadaşlar, türkiye'de, belki de dünyanın başka hiçbir memleketinde olmayan bir olgu var: istanbul takımı taraftarlığı. bunu öncelikle bir algılayın, sindirin.
biz ailece çerkesiz. 1864'teki sürgünle buraya sürülmüş dedemin dedesi. kayseri'de bir köye yerleştirmiş osmanlı idaresi. babam ordan çıkmış, mersin'e yerleşmiş. ben de mersin'de doğdum büyüdüm, izmir'de okuyorum. gelin görün ki aşk denecek kadar büyük bir sevgiyle galatasaray'ı tutuyorum, nalçıkspor, kayserispor, miy, ya da ne bileyim göztepe'yi değil. istanbul'da çok az bulundum, sami yen'de hiç maç izlemedim fakat tapınırcasına seviyorum galatasaray'ı. ama gelip her hafta tribünde izleme şansım yok, hiç mi eleştirmeyeyim o zaman? "kesin tribünden bakınca olaylar başkadır, benim ne haddime" mi diyeyim?
galatasaray'ın, veya diğer bir büyük takımın taraftarının çoğunluğu zaten istanbul dışında. ama size kalsa, konuşma hakkı sadece sizin. numaralının bile değil, bi kapalının bi sizin. oldu canım.
"tribündekiler iş veren sahadakiler işçidir." zihniyetine de gülmeden edemeyeceğim. o ne demek ya? endüstriyel futboldan anladığınız bu mudur? jo, arda filan senin işçin, sana çalışıyor; bunu mu anladın? hiçbir şey okumuyorsanız, kapitalizm ile ilgili en ufak bir fikriniz yoksa bile; nick hornby'den futbol ateşi'ni okuyun. o zaman göreceksiniz ki, işçi biziz. biz taraftarlar.
polemik diye bir niyetim yok ama hala yapılanın gayet medeni ve zararsız bir tepki olduğunda ısrarcıyım. bu tepki galatasaraya ve renklere değilki sadece içindeki paralı askerlere. kusura bakmayın bu adamlar peygamber değil eleştiri gayet normaldir.
@Neo Wan,
medeni tepki takımın kaptanını ıslıklayıp sinemaya gitti diye yerden yere vurmaksa ben o medeniyetin orta yerine ederim..
İnanılmaz bir yazı yazmışsın kardeşim. Maalesef çok yanlış tespitlerle dolu.
Bir kere şuradan başlayalım, tepki gösteren ve protesto eden numaralıydı, diğerleri numaralıya tepki göstermedi. İlk olarak ıslıklamaya çalıştılar, seslerini duyuramayınca "re re re ra ra ra" yı söylediler. Fakat neden 30. dakikayı bekledi o çok fedakar insanlar? Maça başlamadan söyleniyordu tezahürat. İlk 5 dakika sessizlik ve ardından sürekli protesto vardı. Peki Neden 2-0 dan sonra tepki koyuldu? 6'da 6 nın getireceği muhtemel şampiyonluğun ve o anki skorun etkisiydi bu tamamen. Bana hiç samimi gelmeyen bir tezahürattı o. Protestoyu yapanlar ise 0-0 iken yaptıklarını 2-0 iken de yaptılar. Ayrıca ultraslan ile hiç alakası olmayan ve birçok icraatını beğenmeyen birisiyim. Dünkü tepkilerin de içinde birçok yanlışlık vardı ama olması gerekliydi oldu.
Takımını terk etmeyen, arkasında duran tribün dediğin Numaralı Tribün dün kombinesi olup da maça gelmeyen insanların olduğu tek tribündü.
Kendinle ilgili açık sözlü davranmanı ise takdir ediyorum. Ben de senden sadece 3 yaş büyüğüm ve öyle 14 senelik bir süreç konusunda kendime çok da güvenemiyorum. Fakat şunu söyleyebilirim ki, 10 yıldır Fb karşısındaki içler acısı halimizle ilgili mesela, takım mücadele ettiği, çıkıp formaya yakışır mücadele verdiği sürece 10 yıl daha eklenebilir üzerine hiç farketmez benim için. Sonuçta kulüplerin bu maça bakışları arasındaki farklılığın ve ortaya çıkan psikolojik etmenlerin farkındayız.
franchi döktürmüş, fazla söylenecek bir şey yok artık. zaten karşı olduğum "taraftar grubu" hadisesi iyice bitmiştir benim gözümde. sırf statta maç izleme lüksüne sahip olduğu için kendisini benden daha "taraftar" gören, hatta "takımın sahibi" sanan bu güruhla işim olmaz. benim için 19 mayıs 2007 gs - fb maçından sonra bitmişlerdi, bu son icraatleri ile tabutlarına çiviyi çaktılar. ha, ben mevzuyu kapattım diye bitmeyecek tabi ki bunların devri. artarak devam edecek. çünkü bu işlerden nemalanan yönetici olsun, yarı mafyalaşmış it kopuk olsun mutlaka birileri çıkacaktır. o karşı oldukları "endüstriyel" futbolun maaşlı bekçisi oldular, haberleri yok. üç beş tribün liderinin peşinden bir avuç tuzla koşuyorlar.
tepkiymiş.. tepkiye bak? daha dün havaalanında karşılamaya gittiğin adamı yuhaladın yahu? basının gazına gelmişsin resmen. yarın jo bursa'ya üç tane atarsa ne yapacaksın? bir taraflarını yalamak için ilk koşan yine sen olursun, biliyorum ben.
"medeni" bir tepkiymiş. bak yahu? aynı adamlar fenerbahçe derbisini su topu maçına çevirdiğinde de aynı şeyi düşünmüş müydünüz hiç?
şu "klübün sahipliği" konusuna ise iyice deli oluyorum. vay anasını, bizim klübün sahibi varmış yav?
e, ben gideyim o zaman?
Galatasaray taraftarı gayet medeni bir protesto biçimi sergilemiştir.Protestoların nasıl yapıldığından çok neden yapıldığı konuşulmalıdır,anlaşılmalıdır.Lakin o ters asılmış bu ters koyulmuş Metin Oktay saygısızlık olmuş falan eleştirecek birşey arayan birilerinin çok rahatlıkla bulabileceği şeylerdendir.Esas mesele herkesin de sahada gördüğü ruhsuzluk dört pas üst üste yapamayan takıma inancı kalmayan bizler.Fener maçındaki durumda gayet açık bi fener maçlarını son yıllarda zaten kaybediyoruz ama biz iyi oynayıp kaybediyorduk.Derbi oynuyorduk derbi...
@manu,
derbide olanların hic savunulacak yanı yok.. "takım oynamadı biz de destek olmadık" mantıgı nedir ya? destek olmak icin sahada oynanan oyuna mı ihtiyacınız var? bu mu armanın pesinde kosmak? bu mu metin'in izinde yurumek?
Ben galatasaraylıyım gittiğim maçalardada pek bağırmam futbol seyircisi gibi izlerim ancak Galatasaray bazen öyle oynarki içimdeki o galatasray aşkı kendini türibünlere vurur orda bir futbol seyircisinden çok forvet olurum biraz defans az biraz kaleci.Ama sahada türibünden yardım isteyecek haysiyete sahip bir "takım" olmalı önce yoksa arda her zaman ardadır ya da baroş hep gol atar keita muhakkak bir kaç takla atıcaktır lakin gel görki galatsaray her zaman takım olmalıdır olmazsa o arma bizim peşinden gittiğimiz arma değildir.Yensekte yenilsekte beraberiz bu biline;takım olarak yenmek kadar takım olarak yenilmeyi de bilmek lazım.
Dünkü tepkilerde aşırılık haddini aşmışlık muhakkak vardır lakin kimse severek yapmamıştır bu işi öyle umuyorum.
fetişizmi bir kenara bırakın. endüstriyel futbol fetişizmini de bırakın gerçek taraftar ve idol fetişzmini de ve en önemlisi de sessiz çoğunluk fetişzmi
ben ne sizdenim ne de onlardan. bu protestonun gerekli ancak geçmiş örneklerde olduğu gibi yukarıdan ısmarlama olduğunu savunan biri olarak soruyorum.
o sessiz çoğunluk hagi'nin linç edilme kampanyasında neredeydi ya da geçen sene Bülent'e yapılanlarda neredeydi. Hasan Şaş'a sövülürken ya da..
Sessiz çoğunluğun da izdüşümü olan bloglar dışarıdan aynen şu şekilde görünüyor:
Tepki vermekten aciz bir sessiz çoğunluk haklı ya da haksız bir protestoyu eleştiriyor. Gerçek taraftar onlar değil biz diyorlar. Nerede internette..
İnternet dünyanın en önemli organizasyon aracı. Bloglarda yorum kutucuklarını dolduracağınıza yeni bir tribün hareketine girişebilecek potansiyele sahipsiniz. bu elbette kirli bir yolda ciddi mücadeleler ve organizasyon gerektiren birşey ancak mücadeleden kaçmak, sözde gerçek taraftarlık tanımlarının sözcüklerine sığınmak yerine bunu tribünde göstermenin yolunu bulmaya kafa yorabilirsiniz.
sessiz protesto oldukça başarılı ve yerindeydi.
fakat hata olan;
daha devre arası glmiş ve sezon sonu gidecek olan Jo'yu protesto edelim derken bütün takımın moralini düşürmek yanlıştı.. Ha bir de şu var; Jo zaten acayip yetenekli bir forvet değil en azından Galatasaray'ın aradığı adam değil. Yani adamın yapabilecekleri bu kadarken ve "emanet" oyuncuyken bu adamdan alt yapıdan yetişme bir Galatasaraylı gibi ruh beklemek biraz mantık dışı kalıyor..
Fakat Arda 'nın bütün protestoları hak ettiğini düşünüyorum. 22 yaşında kaptanlık bandı verilirken iyiydi fakat işler kötü gittiğinde ve taraftar tarafından eleştirilince resmen takımına sırtını döndü. Bütün maç boyunca top alıp vermekten başka iş yapmadı. Taraftarın takımı eleştirme hakkı vardır hele ki işler böyle sarpa sarınca ama yaptığı hataların taraftar tarafından hesabı sorulunca Arda'nın taraftara böyle bir tepki koyma hakkı yok.. Tribnünler ne derse desin her koşulda üstündeki formanın hakkını verebiliyorsa gerçekten bu takımın kaptanı olmayı hak ediyordur, gerisi boş..
hepsi bir yana, ben en çok neill'ın ilk golünün böyle arada kaynayıp gitmesine üzüldüm..
bu maçta taraftarla resmen gurur duydum
isterse 10 yaşında olsunlar çocuk olsunlar düşünme özürlü gibi gösterilmeye çalışsalarda haftalardır bu ruhsuz takımı belki tekrar şampiyonluk potasına soktular bile denilebilir
isimler değil renklerin arkasındayız siz öyle değilsiniz demiyorum!
ruhsuz zorla oynuyo gibi gözüken oyuncular istemiyoruz o kadar kimsenin tribini falan da çekmek zorunda değiliz
konuşmakla olmuyo bazı şeyler
caner i hiç beğenmiyorum saçma sapan hareketler yaptığını düşünüyorum ama verdiği mücadeleye saygım sonsuz
diğer oyunculardan da beklenen bu
galatasaray taraftarı sonunda taraftar oldu
maça çok seyirci gelmiyomuş falan filan
işte gerektiği zaman gittiler ve yapmaları gerekeni yaptılar
ne protestoyu yapanları, ne de protestoyu eleştirenleri suçlayabilirim..
sadece bir duruş olsun yeter. samimiyet olsun, dürüstlük olsun.
deplasman yapmak kimseyi daha fazla galatasaraylı yapmaz. numaralı tribünde olup her deplasmana gidenler de vardır. numaralıda olup başka zaman topçu yuhalayan da vardır..
saygılar..
14 sene sabrettik diye adamların en büyüğü 25 yaşında olması ironik olmuş hakkaten :)
sonra biz türkiye'nin tek gerçek taraftarı trabzonspor taraftarı dediğimiz zaman "hadi oradan" deniyor :)
bizim yerimizde olsalar (ki olamazlar) ne yaparlardı tahmin bile edemiyorum.
Futbol takımından taraftarına kadar 10 sene öncesinin Fenerbahçesine benziyoruz. Bari derbileri biz kazansasydık.
Futbolcuya tepki haklıdır, yapılış biçimi yanlıştır. Çizgiyi buradan çekmek gerek bana göre. Futbolcu oturup düşünecek ama taraftar da oturup iyi düşünecek. Bu sene ne yapmış, önceki seneler ne yapmış karşılaştıracak bir.
Ayrıca en iyi Galatasaraylı benim! İstanbuldaki uzağa işeme meraklı arkadaşlara selam olsun.
istanbul tayfasının "biz daha çok galatasaraylıyız" kıvranmalarını izmir'deki her galatasaray maçında görüyoruz, onları iyi biliyoruz.
tribüne ailesiyle gelen, ya$lı ba$lı adamlara bile ağızlarından küfürler saçıp annelerinin seks i$çisi olup olmadığını sorgulayarak "bağırın lan" diye bağıran tribün reisçiklerini de biliyoruz.
tribünde takılan 15 ya$ındaki yeni yetmelerin, arkasındaki "abilerine" güvenip asarım keserim moduna girdiklerini, o ya$larında etrafa salça olduklarını da biliyoruz.
ultrAslan'ın büyük bir kesimi daha çok maça gittiği, daha çok deplasman gördüğü için kendini daha çok galatasaraylı addetmesine gülüyorum.
pardon ama siz kimsiniz?
bugün anadolu'da ekmeğini ta$tan çıkaran, galatasaray'ını memleketine 1 gün geç gelen gazeteden takip eden baba, oğluna "keyta" forması yapan anne, elazığlı keto.. hepsi sizden fersah fersah öndeler galatasaraylılık konusunda.
tribünde rant kasan, o paralarla kirlenmi$ ellerinizi tribünlerimizden çekin artık! karıncaezmezlerin kemikleri sızlıyor!
alpaslan abi be.. sen gittin ortalık cahil cühelaya kaldı... a$k olsun sana...
ağzı olan konuşuyor...
Bu kadar yorum boşuna olmuş maalesef..Adnan polat yapılanları "doğru" buldukdan sonra dicek bişide kalmıyo..Koskoca klübün haline bak..
başkan tribüne oynuyo..Tribün klüb'ü yönetmeye kalkıyo..Gerçek taraftar "dasiz galatasaraylı değilsiniz" damgası yemek zorunda kalıyo..
Yazık yazık..
Cok guzel yazi olmus ayrica da cok da haklisin, protestonun hakli olma durumuna gelince, Adnan Polat, Sabri veya X bir GSli bu protestoyu haksiz bulamazlar, ya da haksiz oldugunu dusunup onu basin onunde savunamazlar.
Su anda yaptiklari tribune oynamak degil, yapilmis olan rezilligin ustunu ortup o protestoyu biraz da cilalayip takimi tekrar motive etmek ve birlik ve beraberligi saglamaktir. Amac budur, tabi bizim cok zeki taraftarimizin bunu anlamasi beklenemez. Onlar kendi yaptiklari super birseymis gibi ovunurler. Sampiyon olursak da bak biz bir protesto ettik, takimi uyandirdik, sampiyonluk geldi derler.
Sivas maci oncesi de bagirmislardi, ne bilete ne futbolcuya bilmemneye bizim askimiz bu renklere diye. super motive etmislerdi. beles biletimizi aliriz, istedigimiz futbolcuya kufrederiz maci kaybederseniz umurumuzda da olmazsiniz mesaji vermislerdi. Yani bunlar artik dogal seyler sasirmiyorum. Gram GSli olduklarini da dusunmuyorum. Cunku beyinleri GS icin calismiyor. Varsa yoksa kimse GSdan buyuk degildir. Yok efendim Tribun Isverendir Futbolcu Isci. Ben scyim oyle GSliliga. Bu zihniyet Hagi istifa diye bagirdi, adamin onca yaptigi seyden sonra. Allahtan gelemiyorum maclara 2 senedir, yoksa cok acayip dayak yerdim..
takımın 10 milyondan -belki de-20 milyondan fazla taraftarı var ama bu kendini takımın sahibi sayanlar stada gelmeyenleri yorum yapmaktan muaf bırakıyolar.benim geçen sene kombinem vardı yorum yapabiliyodum fikir beyan edebiliyodum ama bu sene bu sahiplerin yaptığı karaborsa yüzünden kombine bile alamadım o zaman şimdi susmalıyım.sahipler ötsün...
Yorum Gönder