
Neyse Hollanda maçına geçelim kupa tarihini ve kupanın şimdilik rezilliğini bir kenara koyalım. Hollanda öncelikle hoş bir sürprizle sahaya çıktı, muhtemelen ideal 11 için numaralar 1-11 arası seçilmişti, Robben olmayınca arada 23 numarayla Van Der Vaart belirdi sadece. Güzel ve nostaljik bir hareketti bu ancak Hollanda'nın güzelliği uzunca bir süre bununla sınırlı kaldı. Elemeler sonunda eskisi gibi Total Futbol peşinde koşmadıklarını biliyoruz. Az gol yiyen ve gereken puanı alacak kadar gol atan bir takım vardı karşımızda. Elemelerde bıraktıkları yerden devam ettiler, savunmada sağlam oynayıp 46. dakikada gelen sürpriz golle amaçlarına ulaştılar.
1-0'dan sonrası Hollanda'nın savunmasıyla galibiyeti alacağının göstergesi oldu. İyi ve organize bir savunma hattıyla Danimarka'nın enerjik ve teknik oyuncularına imkan tanımadılar. Hücumda etkili olması beklenen, Hollanda'nın başını ağrıtır denen Danimarka neredeyse sıfır hücumla maçı bitirecekti. Hollanda adına ise umut verici nokta Eljero Elia'nın oyuna girdikten sonra ortalığı hareketlendirip attıkları gol gibi bir kaza kurşununa kurban gitmemelerini sağlaması oldu. Elia'nın dinamik oyunu Danimarka'yı az çok zorladı ve gelen golde Elia'nın iyi koşusu ve genel olarak beğenmediğim ama her zaman doğru yerde durmasını bildiği için takdir ettiğim Kuyt'ın yine bunu sergilemesi ön plana çıktı. Elia'ya sıkıcı maçın son bölümünde birazcık keyif verebildiği için özel olarak teşekkür etmek lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder