31.07.2010

TSL Sezon Öncesi #2: Aksiyon Filmi Gibi...

Sarı kırmızılılar'la başlayan sezon öncesi analizi diğer dört şampiyonluk adayıyla sürüyor... 

Timsahlar geçen sezonun en verimli, en doğru sezonunu geçiren ekipti. Şampiyonluğu defalarca kere kutlandı, konuşuldu, incelendi artık şampiyon olmalarının üstüne söylenecek söz kalmadığını düşünüyorum. Nitekim Türkiye'de İstanbul'daki Büyükler'den başka bir şampiyon çıkması sadece kutlanır. Çünkü aşağı yukarı her şeyi doğru yapmadan alınabilecek bir sonuç değildir. Bursa geçen sene aynen bunu yaptı: Her şeyi doğru yaptı. Transfere minimum para harcayarak ülkenin en iyi takımını kurdu. Bunu da takım olmanın önemini kavraması gerçeğiyle başardı. Peki yeni sezonda ellerinde ne var?

Transferde sol beki Vederson'la destekleyerek mantıklı bir hamleyle başladılar. Geçen sezon Mustafa Keçeli iyi performansına rağmen hücumda zaman zaman sırıtıyordu. Sol açığa alternatif de yaratabilecek bedava bir oyuncu olarak Vederson doğru bir karardı. Hücum hattına geçen seneki Batalla transferi örnek alınarak yapıldığını düşündüğüm Insua ve Steniert transferi yapıldı. Insua yetenekli ama çok istikrarsız, Steinert ise oynadığı maçların bilgileri dışında kapalı kutu. O bilgilere sezon sezon bakıldığında görülen onun da istikrardan bihaber olduğu. Omuzlarının çıkması gibi baş belası bir sakatlığının olması bunun sebebi ve devamlı olabileceğinin göstergesi. Ama Bursa'nın geçen sezon bir türlü istikrar sağlayamayan oyuncuları iyileştirme sürecini başardığını gördük. Bursa'ya gelmeden önce maç istikrarı konusunda sıkıntıları olan Turgay, Batalla gibi oyuncular kariyerlerinin en sağlam sezonlarını geçirdiler. Bu iki Arjantinli de Şampiyonlar Ligi kapısının büyüsüyle bunu başarabilirler. Eksi hanesine yazılanlar ise Zapotocny'nin yerine bir türlü alınamayan stoper ve Krita, Ergiç, Bekir Ozan üçlüsüyle sezonu çıkarması zor görünen ortanın ortasına yapılmayan transfer. Bu iki eksiğin kapatılması ve geçen sezonki sağlam takım oyununun sürdürülmesiyle Bursa üst üste şampiyonluk sevinci yaşayabilir ve Şampiyonlar Ligi'nde yüzümüzü kara çıkartmaz. Ama sezona iyi başlamak istiyorlarsa tempolarını biraz daha yükseltmeliler.
Geçen sezonun bitişi bırakın Türk futbol tarihini Dünya futbol tarihinin en dramatik skandallarından biriyle son buldu. Fenerbahçe iki dakika boyunca şampiyonluğa sevindi ve sonra gerçek tabloyla yüz yüze kaldı. Yönetim, taraftar, oyuncular... Ülkede Fenerbahçe denen camianın içinde sayabileceğiniz tüm bireyler için büyük bir olaydı bu. Buna benzer bir olayın kısa vadede tekrar yaşanmış olması başka bir kötülüktü. Kanarya çözümü camiayı tanıyan bir isimle bulabileceğine karar verdi. Daum'la yolların ayrılması sürecinden sonra Aykut Kocaman takımın başında. Oynanacak 4-2-3-1 düzeni için çok uygun iki oyuncu olduğunu düşündüğüm Dia ve Stoch transferleri yapıldı. Ama Fenerbahçe geçen seneden kalan kronik sıkıntılarını çözebilecek mi?

Öncelikle Fenerbahçe'nin bir takım olarak düzeni olup olmadığı hala tartışmalı. Gökhan Gönül, Lugano gibi takım savunmasının en kilit iki elemanı daha takımla antrenman yapmadılar. Dün Young Boys maçındaki performanslarıyla birlikte Önder, Bekir, İlhan gibi oyuncuların ne kadar yeterli oldukları belirsiz. Aykut Kocaman'ın Daum gibi kapanan bir oyunu tercih etmeyecek olması Bilica'ya ve dolayısıyla takıma sezon boyu büyük sıkıntı yaratacak. Cristian'ın çabuk form tutmaması halinde orta saha sezon başında büyük sıkıntı çekecek. Güiza'nın ne yapılacağı belirsiz, Gökhan Ünal'ın kapasitesi halihazırda soru işareti, Semih nedense hala kulübede. Emre hala eski bir Galatasaray oyuncusu olarak Fenerbahçe'de oynamasının sonuçlarını ruhsal olarak kaldıramıyor. Saha içindeyse, dün oynayan Fenerbahçe'de Stoch ve Volkan'dan başka neye dokunsanız elinizde kalır. Hala antrenmana bile çıkamamış as oyuncular olması hem bir eksi hem bir umut. Bir de takıma yeni bir forvet girecek ki onun göstereceği iyi performans her şeyi düzeltebilir ama beklenenin altında kalması Fenerbahçe'yi iyiden iyiye dibe çökertir. Fenerbahçe sezona nasıl başlayacak bilmiyorum ama sezona hazır görünmedikleri kesin.
Şu yukarıdaki logo 2010/11 sezonuna en hazır takımın logosu. Şu yazıyı okuyup da buna itirazı olacak biri olduğunu sanmam. Doğru zamanda yapılan Quaresma, Schuster ve Hilbert transferleri ile adam gibi geçirilmiş bir hazırlık dönemiyle lige en iyi girecek takım olacak Beşiktaş. Buna ölçü olarak Vikingur maçlarını falan aldığım düşünülmesin. Beşiktaş sezon öncesi dönemini doğru geçirmeyi başardığı için böyle. Doğru motivasyonla gelmiş kaliteli bir hoca, zamanında getirilmiş bir yıldız ve bir disiplin oyuncusu ve elde geçen sezondan bulunan geniş kadro iyi bir başlangıç için gereken her şeyi sağlıyor Beşiktaş'a. Guti transferi ise bu geniş ve yeterli kadroya krema misali oldu.

Genel olarak önemli bir soru işareti olduğunu söyleyemeyeceğimiz tek takım Beşiktaş. Kalede, savunmada,  ya da forvette sıkıntı çekmelerine sebep olabilecek olumsuz faktörler neredeyse yok. Ama Plzen maçıyla görünen bir durum var ki Delgado'yla orta saha yürümez. Sahada koşu temposuna çıkamayan bir oyuncudan oyunu iki taraflı oynamasını bekleyemezsiniz. Ya Delgado kalıp Fink gönderilecek yeni bir oyuncu gelecek ya da Delgado gidecek Fink kalacak ve Fink-Ernst işbirliğine güvenilecek. Ortada olan şeyse orta saha sıkıntısı çözülmezse Beşiktaş bu geniş kadroyu heba etmiş olacak.
Benim de sona bıraktığım ve neredeyse herkesin pek de hesaplara almadığı Trabzonspor var sırada. Bence sezonun en ilginç çıkışını yapabilirler. Hatta Avrupa elemelerindeki futbollara bakarak diyebiliriz ki Trabzon şu yukarıdaki iki takımdan daha bir favoridir. Şenol Güneş'in sezon ortasındaki gelişinin bile takım üstündeki etkisi düşünülürse adam gibi kendi felsefesine göre hazırladığı bir takımla yapacakları gerçekten çok fazla olabilir. Ki Takalar'ın orta saha bölgesi diğer bütün rakiplerinden daha dolu ve daha istikrarlı bir yapıya sahip. Selçuk, Sezer, Ceyhun, Colman ve Serkan oyunun iki bölgesinde de zekasına ve enerjisine güvenebileceğiniz oyuncular. Kanatlarda Engin, Gabric, Yattara, Murat Tosun gibi isimler yaratıcılık potansiyelleri çok fazla kanat adamları. Hepsi de forvette kullanılabilecek kadar hücumdan anlıyorlar. Arkada sağlam bir tandem yapısı oluşmasıyla ve uçta zaman zaman öylece duran bir direkten daha işlevsiz olmayacak bir forvetle Trabzonspor bu seneden sürpriz bir şampiyonlukla çıkabilir. Şenol Güneş'in kariyer karnesinde şaşırtıcı olmayan ama gayet hoş bir başarı olacaktır Takalar'ı seneler sonra şampiyonluğa ulaştırmak...

Trabzon, Bursa, Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray... Diğer tarafta Bursaspor'un geçen seneki şampiyonluğundan feyz alan diğer Anadolulular... Geçen sezon için çoğu otorite heyecan fırtınası demişti. Bu sezon zirve mücadelesi aksiyon filminden farksız olacak. Son dakikanın acısını çıkarmaya çalışacak Fenerbahçe, hayal kırıklıklarına tahammülü kalmayan Galatasaray, yeni yapısına milyon eurolar bağlamış Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'yle iyice gözünü yükseklere diken Bursaspor... Son on, on beş senenin en heyecanlı zirve mücadelesini takip etme şansı bulacağız bu sezon. Biz taraftarlar için hem zorlayıcı hem eğlenceli bir sezon olacak...

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Bursa adına söylüyorum. Stopere eski Trabzonlu Stepanov alındı. Böylece Stepanov - kaptan - İbrahim - Serdar Aziz 4lüsü var ki, ligi bence rahat kotarır. Ön liberoya Fink adı geçiyor, olursa şayet orada da bolluk olacak. Ayrıca, Arjantinden Nunez de büyük ihtimal geldi santrafor mevkiine. Kısacası bol alternatifli bir kadro var. Sadece Ali'nin yedeği yok şu an görünürde.

brk dedi ki...

beşiktaş en sorunsuz gözüksede aslında en sorunlu o, daha hangi yabancıların kalacağı bile belli değil. kadroda yabancılarda bolluk, türkler de ise yokluk var en az fener ve galatasaray kadar sıkıntılı aslında.

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO