13.04.2011

Fiorentina: Serie A'nın En Fazla Kar Eden Kulübü & 2

The Swiss Ramble'ın yazdığı "Serie A'nın En Fazla Kar Eden Kulübü - Fiorentina" başlıklı tek parça yazıyı bölümler halinde yayınlamaya başlamıştık. İlk etapta iflas döneminden bahsederken şimdi de batan kulübün nasıl yükseldiğini özetleme kısmına geldi. İlk iki bölüm Fiorentina'nın yakın tarihinin en yalın özetlerinden biri olmuş oldu böylece, bu yazıdan sonraki bölümler futboldan ziyade iş/ekonomi katkılı olacak diyelim ve yazıya bırakalım sözü:

Bölüm 2: Mor Anka Kuşu

Fiorentina, 2002 yılında servetini ayakkabı ve deri endüstrisine borçlu Della Valle kardeşler tarafından yok olma sürecinden kurtarıldı. Kardeşlerden Diego, kulübün sahibi oldu ve başkanlık makamına oturdu; diğer kardeş Andrea ise kulübün güncel olarak işlerini takip eden gerçek yönetici konumundaydı. Suların durulmasını sağlayan Della Valle biraderler, Viola'yı iki sezon içinde -biraz da şansın etkisiyle- Serie A'ya döndürmeyi başardı.

Fiorentina ilk denemesinde Serie C2'yi şampiyon bitirerek Serie C1'e yükseldi ve bir anda "sportif değerler" adına Serie B'ye yükseltildi. O senenin ardından Serie B'deki takım sayısı da yirmi dörde çıktı. Bu durum hiçbir zaman tam olarak açıklanmadı ancak kulübün iki Scudetto(55/56 ve 68/69) ve altı İtalya Kupası'na sahip, her zaman üst seviyede mücadele etmiş köklü bir kulüp olmasının durumda etkisi olduğu aşikardı. Bu yükselmenin yaşandığı yıl, Della Valle kardeşler 2,5 milyon euro karşılığında kulübün klasik renk ve armasını geri alınca taraftarlara büyülenmişcesine mutlu olmaktan başka bir seçenek kalmamıştı.

Dikkat çekici şekilde, Viola lige çıktığı sezon zorlu bir yoldan da olsa üst lige çıkmayı başardı. Sıralamada altıncılığı alıp play-off'larda Perugia'yı 2-1 mağlup ederek ait oldukları yere, Serie A'ya geri döndü ve bu sefer tamamen borçsuzdu. İtalya'nın öncü kulüpleri arasında yerlerini sağlamlaştırarak, 2005 yazında iki önemli saha dışı transferine imza attırdı, Fiorentina: Cesare Prandelli'yi teknik direktör, Pantaleo Corvino'yu sportif direktör koltuğuna geçirdi.

Takım güçlü forveti Luca Toni'nin 34 maçta kaydettiği 31 golün de yardımıyla Serie A'yı beklenmedik şekilde dördüncü sırada bitirip Şampiyonlar Ligi'ne gitme hakkı kazandı. Ancak kulübün Juventus, Milan, Lazio ve Reggina ile birlikte, 2006 yılında polisin telefon dinlemeleriyle ortaya çıkardığı, hakem atamalarıyla maçlara şaibe karıştığını ortaya çıkaran Calciopoli skandalında yer alması yüzünden bu hakkı elinden alındı.

İlk kararın sonucunda Fiorentina tekrar Serie B'ye düşürüldü(Yine mi?) hem de bu kez 12 puanı silinmiş halde. Ancak kulüplerin temyize gitmesi sonucu Fiorentina'nın payına düşen Serie A'ya 19 puanının silinmesi karşılığında devam etmesi oldu ve son olarak da bu ceza 15 puana indirildi. Herkesin tahmini kulübün küme düşmemeye oynayacağı şeklindeyse de Fiorentina, her zamanki gibi, beklenmeyeni başardı ve UEFA vizesi almasını sağlayan bir altıncılıkla sezonu bitirdi.

Takımın bir tepede bir dipte haline uygun olarak gidişat devam etti: UEFA Kupası'nda Rangers'a penaltılarla şanssız bir şekilde yarı finalde elendiler,sonraki sezon ligi dördüncü bitirip Şampiyonlar Ligi'ne kalmayı başardılar ve bu başarıyı bir sonraki sezon da tekrarladılar.

2008/2009'daki eleme gruplarında üçüncü olup elendikleri Şampiyonlar Ligi sezonu etkileyici sayılmazdı, ama 2009/2010'da her şey taraftarların hayallerindeki gibiydi: Güçlü bir eleme grubunda ilk sıraya Liverpool'u evinde ve deplasmanda mağlup ederek oturan Viola, o sezonun finalisti olacak Bayern Münih'e deplasman golü kuralıyla elendi ki bu gollerden biri açık bir ofsayttı.

Bu başarıdan beri, güçlü yönetim yapısındaki isimlerden verilen firelerle, kulübün azmi körelmiş gibi görünüyor. İlk olarak, Felipe Melo'nun Juventus'a ve Pazzini'nin Sampdoria'ya satışından gelen parayı iyi kullanamamasının da etkisiyle yönetim yetenekleri sorgulanan Andrea Della Valle, 2009'un Ekim'inde başkanlık görevini bıraktığını açıkladı.

Taraftalara yazdığı açık mektupta Della Valle kulübe olan sevgisini vurgulamasına ve kulübün büyük hissedarı olarak kalmaya devam edeceğini belirtmesine rağmen, 2002'de kulübün devralınmasından beri Floransa'daki iklimin değişmesinden dert yandı. Böyle bir tepki doğmasında Bölge Yönetimi'nin kulübün yeni stat projesine destek vermekteki gayretsizliği en önemli nedendi.

2009/2010 sezonu Avrupa'da büyük başarılar getirse de ligde alınan on birincilik, dört sezon sonra ilk kez Avrupa Kupaları'na uzak kalınmasına sebep olması yüzünden, önemli bir başarısızlıktı. Takımın teknik direktörü Prandelli'nin İtalya Ulusal Takımı'nın başına geçmek için Floransa'yı terk etmesiyle durum daha da kötüleşti. Takımı başarıya götüren yönetimin sac ayağı yıkılmış, bu yapıdan geriye bir tek Sportif Direktör Pantaleo Corvino kalmıştı.

Viola'nın sportif başarı anlamında düşüşte olduğu bu sebeplerin de açıkça ortaya koyduğu biçimde gerçek. Ancak mali anlamda önemli bir başarı söz konusu. Dokuz sene önce mali enkaz halindeki bir kulüp şimdi Serie A'nın para liginin lideri konumunda. Peki bunu nasıl başardı?

Sonraki yazı; İtalya futbolu ekonomisinin tepesine nasıl çıkıldı? Başarılan aslında nedir?


- 1. Bölüm: İflas

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO