1.05.2011

Masal Gibi Maç: Fiorentina 5-2 Udinese (Yorum+Özet)

Fiorentina berbat bir sezonda öyle bir noktaya geldi ki akıl alır gibi değil. 7. sıradaki Juventus ile aramızda sadece dört puan kaldı ki bu şu demek oluyor: Coppa Italia finali Milan-Inter olursa İtalya'da ligi 7. bitiren de UEFA Avrupa Ligi'ne katılabiliyor. Amaçsız denen, bitti denen sezonda Fiorentina bir anda umutlandı.

Cecchi Gori skandalından sonra Avrupa'daki(Şampiyonlar Ligi) ve İtalya'daki itibarını son üç sezonda yeniden kazanan Fiorentina'da kötü geçen 2009/10 sezonunda sonra 2010/11 sezonu daha kötü gitmekteydi, üst üste 2. kez Avrupa kupalarından uzak kalmak üzereyiz diyebiliriz. Bir maç ekisi olan ancak o da Lazio deplasmanı olan Juve'nin dört, Palermo'nun ise bir puan gerisinde bir umut bekliyoruz son haftalara girerken. Dikkat çekmek istediğim nokta şu ki, kötü denen bitti denen Fiorentina alkış tutulan ve yere göğe sığdırılamayan takımlarla aynı durumda.

Örnek lazımsa hemen Genoa'yı sunabiliriz. Fiorentina'nın almak istediği Rafinha ve Veloso'yu kadroya katıp üst sıra mücadelesine girecekleri düşünülüyordu. Üstelik kadroda Palacio gibi önemli bir golcü de bulunmakta. Bunun yanında yine Fiorentina'nın ciddi anlamda ilgilendiği Kaladze'yi kadroya katmışlardı. Paloschi ve Floro Flores gibi iki etkili ileri uç elemanı da göz önüne alındığı zaman Genoa'nın sezonun büyük sürprizlerinden biri olması bekleniyordu. Ne var ki rezil durumdaki Fiorentina aynı Genoa'nın dört puan önünde son üç hafta öncesi. Taparcasına sevilen ve takdir edilen Palermo'nun ise sadece bir puan gerisinde olduğumuzu söylemiştim yazının girişinde. Amauri ve Giovinco'lu Parma'dan bahsetmedim bile fark ederseniz.

Neyse şimdi rüyadan uyanalım, buraya kadar yazıyı okuyanlar fazla iyimser olduğumu düşünmüşlerdir zaten. Evet iyi yönden bakıp en rezil denen halimizle bile şakşakçılığı yapılan birçok takımdan geri kalmadığımızdan bahsettim. Gerçek olan ise şu ki; seneye de Avrupa'yı unutmalıyız. Zira bizim aradaki dört puanı kapatmamız zor gözükmese de almamız gereken dokuz puanı almamız bir hayli zor. Zira Inter deplasmanından üç puanı geçtim tek puan bile almayı hayal etmiyorum. Kaldı ki bunun yanında Juve'nin galibiyet alamaması lazım, e ona da ihtimal vermiyorum, haliyle Avrupa kupalarını unutabiliriz. Vurgulamak istediğim nokta kağıt üzerinde böyle bir şansımız olduğu, zor da olsa böyle bir ihtimalin peşinde koşabildiğimizdi. Bu sezon sonunda formalite maçlarıyla gelen beklenmedik yükselişe değineceğiz sezon bitince.
Bugünkü maça dönelim; Napoli ile birlikte sezonun en büyük sürprizini yaşatan iki takımdan biri olan Udinese'ye karşı alınan farklı ve bol gollü galibiyet prestij/formalite peşinde koşan takımın bu yolda yüzünü kara çıkarmamış oldu. Bunu neden söyledim? Galatasaray bunun tersini yapıp her hafta yüzünü daha da kara çıkarmakta ısrar ediyor çünkü.

Sezon başı Frey ve Jovetic gibi ağır darbelerle sarsılınca toparlayamadık kendimizi. Yine de sezonun sonu yaklaştıkça kilit birkaç transferin maç kazandırmaya başladığını görmek sevindirici. Alessio Cerci geçen hafta iki golü de attı, bugün de gol-asist derken maçın kahramanlarından oldu.

Orta sahada hep bahsettiğim Montoliov-D'Agostino ikilisinin uyumu tam anlamıyla sağlandığı zaman neler olabileceğini gördük. Udinese'nin Gökhan İnler'in cezası ile düşen orta sahasına bu ikilinin uyumlu oyunu ile iyice baskıyı kurduk ve sindirdik kendilerini. İleride ise Vargas standardını ortaya koydu, ekstrası yoktu o yüzden değinmiyorum ancak Cerci'nin beklentilerin de üstündeki oyunu sayesinde rahat bir maç geçirdik. Championship Manager 03/04'ün yıldızı ve o günden beri bir patlama ve istikrar göstermesi beklenen Cerci son haftalardaki formuyla ışık veriyor. CM/FM efsanesi olan çoğu oyuncu Fiorentina'da gerçek hayatta da kanıtladı kendini, umarım son halka Cerci olur.

Bu sonuçla birlikte Udinese'nin Şampiyonlar Ligi umutlarına en sağlam darbeyi indiren takım olduk. Palermo deplasmanından yedi golle dönüp Şampiyonlar Ligi heyecanına iyice kapılan Udinese ise bu kez yine deplasmanda ağır bir yenilgi alıp bu heyecanı büyük ölçüde yitirdi. Hem Lazio hem de Roma ile mücadele edecekler ki Lazio'yu en şanslı takım olarak görüyorum ben bu yolda.

Fiorentina için de son haftalarda ve özellikle bu maçta oynanan pozitif futbolun Mihajlovic ve takım için gelecek sezon öncesi düzenin/sistemin oturuyor olması yolunda bir ışık olmasını umuyorum şimdilik.

Serie A ise 35. haftasıyla birlikte bir kez daha kanıtladı Avrupa'da seyir zevki olarak eskiye oranla çok büyük ilerleme kaydettiğini. Golsüz denen, kasapların ligi denen Serie A'da 5-2 biten maç, 3-3'lük beraberlik, 2-3'lük deplasman galibiyeti gibi bol gol içeren maçlar ve sayısız gol pozisyonunun kaçışına sahne olan az gollü maçlar vardı. Kasapların kol gezdiği lig diye Serie A'ya laf söylenirken bugünkü Arsenal-Manchester United maçında Fabio'nun Wilshere'e nasıl girdiğini hatırlatıp kasap olacak adamın Avrupa'nın her liginde bunu yapabildiğini hatırlatmak gerek. Serie A hakkında sezon sonu bir yazı gelecek; "kasap", "sertlik", "golsüz", "zevksiz" laflarının haksız olduğunu anlatan.

Son sözü de maçın özetine bırakalım:

1 yorum:

Kaan Eren dedi ki...

tamam Fiorentinali falaniz ama golden sonrada Katy Perry calmasin:)

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO