22.06.2011

Wimbledon 2011 Günlükleri #1

Malumunuz, tenis tarihinin en eski ve prestijli turnuvası Wimbledon'ın 2011 ayağı başladı. NTV Spor'un yayınlamasıyla takip etme şansı elde eden bendeniz de bu turnuva hakkında iki kelam etme fırsatını kaçırmak istemedim. Umarım turnuva boyunca her turdan izlenimlerimi aktarmayı başaracağım. İşte bu turun notları:

-Şikayet ederek başlamak istemezdim ama NTV Spor'un yayın politikasını eleştirmemek imkansız. Turnuvayla ilgili ilk yayını yapmak için neden saat 14:30'a kadar bekleniyor; Spor Servisi'nden sonraki iki buçuk saat neden günde onlarca kez yayınlanan bültenlere ya da sezonun en prestijli tenis olayı için yapılacak özel programlara tercih edilmeyecek "dolgu malzemesi" programlara ayrılarak heba ediliyor, anlamak mümkün değil. NTV Spor'un şu günlerdeki günlük akışı tamamen Wimbledon'a ayırılabilecek kadar müsaitken neden böyle bir fırsattan yararlanılmadığının mantıklı bir şekilde açıklanabileceğini düşünmüyorum. Hele de her fırsatta yetkilileri veya yorumcuları tarafından spora dair yayınların azlığından şikayet edildiği düşünüldüğünde.

-Neyse, eleştirme faslını geçip korta dönmek en iyisi. Merkez kortu açan Nadal - Russell maçıyla başladı Wimbledon macerası ve beklenildiği gibi bir başlangıç oldu. Maç başında uzun toprak sezonu sonrası Nadal'da çim sezonunun başından beri görülen bir çeşit dalgınlık, bir çeşit uyku hali vardı. Buna rağmen Russell'ın Nadal standardından fersahlarca uzak olması maçın Nadal adına riske girmesini engelledi. Amerikalı arada ilginç çıkışlar yapsa da bunların merkez kortta olmanın "gazından" daha fazlası olmadığı barizdi. Nadal ilk sette gereken hamleyi yaptı, sonrasında da oyunu bir iki gömlek yukarı çıkarması yetti. Yine de Russell'ın arada yaptığı çıkışlar sağolsun, uyku getirmeyen bir maç oldu.

-Aynı gün sahaya çıkan Murray'de de Federer hariç sıralamanın ilk 4 oyuncusunun hepsinde az ya da çok seçilebilen toprak sezonunun bitkinliği görüldü. Hatta Murray daha ilk turda set de kaybetti. Ama sonrasında hem şansının yaver gitmesi hem rakibinin ritm kaybetmesi hem kendisinin vites yükseltmesiyle onun ilk turu da çok ilgi çekici bir hal almadı. Murray oyunun her parametresinde tatmin edici bir performans ortaya koydu. Yine de kendisinin sorunu bunlardan biri değil hali hazırda; ileriki turlarda ortaya çıkacak stresle başa çıkıp çıkamayacağı. Diğer yandan oynanan maçın en önemli yönü, rüzgar unsurunun tamamen ortadan kalktığında şartların nasıl değişebildiğine dair görülen ipuçlarıydı: Rüzgar yokluğunun özellikle rallileri çabucak bitirmeye yönelik oynayan oyuncuların çok da işine gelmeyebileceği düşüncesi oluştu bende. Özellikle dünkü maçta Federer'in yağmur riskini fark edince biraz daha aceleci bir tavır takınması buna dair bir delildi. Turlar ilerleyip maçlar uzadıkça bu mesele hakkında daha net bir fikrimiz olacaktır.
-Murray ve Nadal'ın oynadığı gün sahaya çıkan bir başka isim de geçen senenin finalisti Berdych'ti. O da toprak korta yatkın Volandri karşısında çok rahat bir galibiyet aldı. Geçen seneki finalden sonra bir final ve hatta bir şampiyonluk hayal etmesinde sakınca olduğunu düşünmüyorum. Ancak performansı ne kadar yüksek olsa da işi geçen senekinden çok daha zor olacak, bu kesin. En azından bu sene iki yerine dört potansiyel rakip hesap etmesi gerekiyor. Murray ve Djokovic'in bu sene yakaladığı çizginin geçen sezonlardan çok daha farklı olduğu ortada ve bu iki ismin oyun stili Berdych çok daha fazla zorlayabilir.

-Turnuvanın ikinci gününde turnuvanın ev sahibi Federer sahadaydı ve ev sahipliğinin hakkını verdi. Karşısındaki Kukushkin'in cesur oyun stilinin de katkısıyla Fedex turnuvaya çok etkileyici bir giriş yaptı. Özellikle slice'ları, drive'ları ve zaman zaman yaptığı literatür dışı vuruşlarla dudak uçuklattı. Geçen sezonki Falla sürprizinden sonra bu yılki turnuva başlangıcı çok daha göze hoş göründü. Yine de bazen yaşadığı oyun içi savrukluklar ve zamansız basit hataları kendisi için hoş sinyaller değildi. Sanıyorum turnuva içinde ritm buldukça bunlar da en aza inecektir. Eğer inmezse ilerleyen turlarda sıkıntı; son sekiz ve son dört de  ise sürprize neden olabilir Federer için. Özellikle Kukushkin'in yeteneğine rağmen Federer'in karşısındaki en tecrübesiz tenisçi olduğu düşünüldüğünde.

-Son maddedeyse Djokovic var. Kendisi için söylenecek pek bir şey bulmakta zorlansam da... Bunun nedeniyse çok bariz: Sezon başından beri performans çizgisi neredeyse hiç değişmedi. Aynı şeyi yeşil çim üzerinde de sürdürüyor. Servis oyunlarındaki performansı yine ve yine harikaydı. İlk sette biraz teklese de Nadal gibi sonraki iki sette alışılan seviyesine yükseldi.  Kariyerinin şu sezona kadarki döneminde sürekli dalgalanan bir grafiğe sahip bir raketin böyle olağanüstü bir istikrarı devam ettirmesi kendisi açısından çok büyük bir hamle ve Wimbledon'ın dört büyük ismi arasındaki en net ve en etkileyici performansı gösterdiği de ortada.

İkinci turun başlayacağı bugün öncesinde genel olarak tablo böyle. Aslen sezon genelinde değişen çok bir şey yok ama sonuçta bu bir Grand Slam, şampiyonu belirleyen klişeleşmiş kalıplar değil her sene değişebilecek küçük ayrıntılar olacaktır.

Hiç yorum yok:

  ©Artemio Franchi. Template by Dicas Blogger.

TOPO