Alman golcülerin bu lige uyum sağlamakta zorlanmadıkları düşünülürse, Gomez için de ayak uydurmak zor olmayacak. Önemli olan makine düzeninde gol atan Gomez’e Fiorentina’nın ne denli uygun olacağı ki bu konuda Gomez en doğru tercihlerden birini yapmış olabilir. Bayern’de Van Gaal döneminden beri oturan 4-1-4-1 sisteminin uçtaki 1’i olan Gomez için Montella’nın sezonun son üç ayında takımı 4-3-3’e çevirmesi ciddi bir avantaj olacak.
Sezon genelini 3-5-2 ile geçiren Montella, üç stoperin aynı anda formda olmaması sebebiyle 4-3-3’e dönüp başarılı olunca bir daha 3-5-2’ye geri dönmedi. Kaldı ki 4-3-3 temelinde gözükse de çoğu takımın oynadığı gibi esasen 4-5-1 oynuyor takım. Burada da Gomez en öndeki tek isim olarak ceza sahasına gitme konusunda sıkıntı çekmeyen Fioretina’da tam da istediği ortamı bulmuş olacak.
Geçen sezon sağ açık/sağ forvet olarak Cuadrado’dan yararlanan Fiorentina bu sezon kendisinden daha istikrarlı bir isim olduğuna inandığım Joaquin’i kadroya kattı, kalite olarak Joaquin’in daha önde olduğu gerçek zaten. Sol forvette ise Jovetic’in ayrılacağını düşününce meydan Ljajic’e kalıyor ki 2012/13 sezonunun takım adına ileri uçtaki en etkili ismiydi. Düşününce Ljajic-Gomez-Joaquin üçlüsü ilk 11’in son kısmını oluşturacak ve Joaquin de normal formunda olduğu vakit bu üçlü ligde en korkutucu hat olur Juve’nin ilerideki yıldızlarından sonra.
Gomez’in şansı elbette ki forveti destekleyen sağ-sol elemanlar dışında Borja Valero gibi bir maestro alacak. Yanlardan alamadığı topları kolaylıkla Valero’dan alabilir. Ayrılmaması durumunda Aquilani ve yeni gelen Ambrosini de orta sahada top yapıp pozisyon hazırlama konusunda sıkıntı çekilmeyeceğinin göstergesi. Ki bunca şey yazıp daha Rossi gibi bir partnerle 4-4-2 oynama ihtimalinden bahsetmedim. Ancak bu henüz deneysel bir şey ve Rossi’nin sezon ortasını bulmadan ilk 11’e yerleşmesini hem istemeyip hem düşünmediğim için Rossi konusunu askıya almayı tercih ettim. Yine de tek forvet olarak dünyaları atan Gomez’in form tutabilen bir Rossi ile iyice çılgına dönüşeceğinden emin olduğumu belirtmek isterim.
Gomez bulabileceği en iyi ortamı bulacak belki de Serie A'da, daha doğrusu Fiorentina'da. Diğer liglerde benzer dizilişler ve oyun anlayışlarını bulması kolaydı ancak hem kendi açıklamasına göre Pep’in tavsiyesi hem de Klose’nin Lazio’daki başarısı Fiorentina tercihinde önemli yer edindi.
Gomez ve çevresini yorumladıktan sonra ufak bir söz de Fiorentina’nın Gomez’e olan ihtiyacı konusunda etmek lazım. Zira Fioretina bir süredir doğrudan golü düşünüp başka şeyle uğraşmayan bir adam arayışındaydı. Rossi iyileşmediği için kenara koyarsak, Ljajic-Jovetic-Larrondo üçlüsü doğrudan kaleye vuran adamlar değillerdi, hepsi ceza sahası içinde bile topu dolaştırıp topla oynamayı seven adamlar. Hoş bu isimler gol konusunda sıkıntı yaşatmadılar ama topu ayağında çok tutan bir takımın ceza sahası içinde de buna devam edip top dolaştırması daha çok pozisyon ve golün önüne geçiyordu. Toni ilk döneminde kaleye oyalanmadan şut atma işini efsanevi bir istatistikle yapıp ikinci Fiorentina serüveninde de beklenenden fazla katkı gerçekleştirdi. Toni bunu 90 dakikaya yayamadığı için ihtiyaç durumunda sahneye çıktı ama maç boyu topu verip zor-kolay demeden bir şekilde kaleye vurabilen ve gol oranı olabilecek en iyi düzeyde olan daha diri ve güçlü bir yıldız şarttı. Hatta geçirdiği sezon itibarıyla normal bir yıldızdan öte bir süper yıldız konumundaki Gomez’in Batistuta ve ilk dönemindeki Toni’den sonra aranan büyük golcü olacağını düşünüyorum.
Gomez isteyerek bu takıma geldiğini açık açık söyledi transfer bittikten sonra, Fiorentina’nın da kendisi gibi gözü kaleden ayrılmayan ve bu işi dünyada en iyi yapan birkaç adamdan birini aldığını göz önüne getirince yapbozun parçaları birbirine tam oturmuş durumda. Artık teknik ekibe ve Gomez’e düşen şey kağıt üzerindeki bu müthiş uyumu sahaya yansıtmak.
not: yazıyı futbolburada.com için yazmıştım, buraya da taşıyacaktım geçenlerde ama unuttum, gecikmeli oldu biraz.
