Öncelikle şuna değinelim: Pazar günü kırmızı mayonun altına kırmızı şort giyerek etap sonunda pembe mayoyu da giyen Kittel, salı günkü 4. etapta pembe mayonun altına pembe şort giyme rezilliğini yapmadı. Efendi gibi siyah şortunu giydi geçti, sadece şortun ucuna bence gayet şık, harika, nefis duran pembe bir çizgi ekledi. Tekrar kırmızı mayoya döndü bu etap sonund ve hepimizin ortak temennisi iki gün önceki gibi yine kırmızı donuyla arz-ı endam etmemesi.
Giro, Hollanda'daki üç etaplık Gelderland macerasından sonra nihayet kendi topraklarına döndü. İtalya'daki ilk gün kaçışçı ve klasikçi yarışçıların günüydü ve istediğimizi aldık. Bu sonu çok tatlı ve kategorize olmayan yokuşlarla süslü etabı çok sevdim. Umarım ileride görebiliriz bu etabı tekrar. Aynı yerde başlaması çok şart değil ama son 60-70 kilometre aynı kalmalı derim. Bu tip klasik veya yarı klasik tadındaki etapları sevmeyen olduğunu sanmıyorum. Uzun ve sıkıcı bir kaçış zaferinden ziyade yine bu etaptaki gibi, kaçanların yakalanıp tekrar kaçanın ekstra bir performansla kazanması daha fazla keyif veriyor.
Ben Giro öncesi profili gördüğümde son yokuşların o kadar da zorlu olacaklarını düşünmemiştim. İlk dinlenmene gününe dek bu etabı yine bir sprinter alır diye düşünüyordum ama pazartesi sabahı "Yarınki etap nasılmış ya?" diye düşünüp detaylı inceleme yapınca Velogames takımıma da aldığım Ulissi'den ümitlenmiştim. (Sabah dediğim de lafın gelişi, öğle sıcağında uyandım yoksa) İtalya'daki ilk gün olacak, küçük ve bol yokuşlu, üstelik kategorize olmayan yokuşlar da barındıran bir etap olacak da Diego Ulissi bey rahat duracak ha? Böyle bir şey mümkün değil. Yani etabı almasa da etap podyumu yapmasına kesin gözüyle bakıyordum. Sağ olsun kendisi yanıltmadı beni.
Bundan sonra Ulissi çıtayı yükseltip tek etapta kalmayabilir ki ben etap alamasa da en az iki kez etap podyumu yapacağını düşünüyorum. Bu da burada not olarak kalsın, 21. etabın sonunda hatırlayan olursa ve tahminim doğru çıkmazsa hatırlatıp dalgasını geçebilir. "Evimizi arabamızı Ulissi iki podyum daha yapar diye yatırdık, yazıklar olsun!" deneceğini ve hatta bunun hatırlanacağını bile sanmıyorum ya neyse... Ulissi, İtalya'daki ilk gün bir İtalyan olarak etap kazanıp kendi halkının göğsünü kabarttı. Gerçi İtalyanlar için sevinecek ihtimal çok. Kittel-Greipel ikilisi büyük ihtimalle çekildikleri zaman bir İtalyan sprinter puan mayosuna uzanabilir ve elbette bundan çok daha büyük bir olay olarak Nibali genel klasmanı tekrar alabilir.
Etabı alanı kenara koyup, tek günlük pembe mayosuna onuruyla veda eden Kittel'e de iki tur alkış atalım ve noktayı koyalım. Kategorize yokuşla beraber tempoyu veren peloton Kittel'i düşündüğünde birkaç dakika yer mi dedik ama gerek çok yüksek profilli yokuş olmaması, gerekse Kittel'in sporun ruhunu yansıtmayı sevmesi bu senaryoya imkan tanımadı. Kittel inişteki tempoyla tekrar pelotonu yakaladı ve bu çabası sırasında pembe mayosuyla savaşıp Giro sloganının da mayonun da hakkını verdi. Alman disiplini dediğin her sporda var işte. Bazı cıvık Alman bisikletçi evlatlarımız olsa da ön plandaki isimler son derece saygı duyulası isimler.
Görüldüğü üzere etap son derece keyif vermiş olsa da aklımda yer eden, uzun uzun not edeceğim şeyler olmadı. İlk yazıda dediğim gibi burayı etap özetiyle doldurmak istemiyorum. Tekrar edeyim, umarım bu ve buna çok benzer etapları bol bol görürüz. Bu etaplar geçiş etabı veya organizasyon tarafından kaçanlara hediye edilmiş etaplar gibi görülse de son bölümdeki gibi güzel yokuş detaylarıyla kaçanlara hediye edilirken de "basit" bir etap olmaktan kolaylıkla çıkabiliyor. Bunu bu etapta güzel bir örnekle gördük ve uzun süre de hatırlayacağız.
Ha bir de, ben Geniez'den umutluydum ya, abandone olmasaydı iyiydi... Etap galibiyetini geç, genel klasmanda ilk beş bile bekliyordum ama olmadı. Tour'a kısmet desen orada da Pinot vasıfsızı var. Seneye artık...
doping yapıp yakalanan sporcu için "eski, sobelenmiş dostlardan biri" dedi @berkemceylan, enfes tanımlama oldu. #giro #girotr— firat selcuk (@frtslck) May 10, 2016
Etapta ne oldu?
NOT: Şu yazıda Elia Vivani denen çapsızın adı neden geçti hiçbir fikrim yok. Son satırda ne gerek vardı ya?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder