Profesyonel bisiklet yarışının mekanik dünyası
aynı pelotonu gibi zengin ve çeşitli durumda. Avrupa’nın herhangi bir yerindeki
servis garajında farklı dillerin oluşturduğu harman duyulabilir. Ancak 41
yaşındaki Trek-Segafredo mekaniği Rober Gonzalez, en büyüleyici yolculuklardan
birini yapmış durumda – memleketi Kolombiya’daki bisiklet dükkanlarından başlayıp
bisikletin WorldTour’una varan bir yolculuk.
Peloton Magazine:
Rober, sen
Kolombiya’dan geliyorsun. Nasıl oldu da Avrupa’nın en büyük bisiklet
takımlarından birinin mekanikeri oldun?
Rober Gonzalez: 24 yaşıma kadar Kolombiya’da ufak bir profesyonel
bisikletçiydim, sonra iş bulmak zorunda kaldım. Cafe de Colombia takımının eski
direktörü Raul Mesa ile arkadaştım ve o bana 1996 yılında kendi bisiklet
dükkanında bir iş verdi; bazen de bazı Kolombiya takımları için mekanikerlik
yapıyordum. Sonunda ulusal federasyon için çalışmaya başladım ama büyük bir
Avrupa takımı için çalışmak her zaman aklımdaydı. Böylece 2004’te İspanya’ya
gittim ve Burgos’taki bir amatör takımda iş bulmayı başardım, daha sonra 2005’te
Saunier-Duval’de yani ilk büyük profesyonel takımımda iş buldum. Onlarla 2008’e
kadar kaldım, 2011’de Leopard-Trek’e geçmeden önce Cervelo’da iki yıl çalıştım.
2011’den beri Trek’leyim. Harika geçiyor ve hala kendimi şanslı hissediyorum
çünkü benimki gibi ufak ülkelerden gelen çoğu mekaniker büyük liglere çıkıp
büyük sirkin bir parçası olamıyor.
Peloton: Bu hafta Arjantin’deki San Juan Turu için Güney
Amerika’ya geri döndün. Ve bir şekilde bütün garajını (service course) Belçika’dan
getirmeyi başardın. Bu beni her zaman şaşırtıyor. Bütün bu bisikletleri ve
ekipmanları dünyanın öbür ucuna nasıl taşıyorsun?
Gonzalez: Evet bazen zor oluyor. Ne zaman farklı bir ülkedeki
yarışa katılsan; Kanada, Katar ya da burada Arjantin’de; gerçekten her şeyin, bisikletlerin, su
şişelerinin, tekerleklerin, araçların vs. ağırlığını hesaplaman gerekir. Bazen
havayollarının ağırlık kısıtlamaları nedeniyle çok zor olabiliyor. Bazı
havayolları diğerlerine göre daha esnek ama bazen neyi getirip getirmeyeceğin
konusunda gerçek tercihler yapman zorundasın.
Dürüst olmak
gerekirse San Juan Turu o kadar zor değildi çünkü burada zamana karşı yarış
bisikletlerine izin verilmiyor. Sonuç olarak bizim her yarışçı için iki bisiklet
getirmemiz gerekti. Altı yarışçımız var bu da 12 bisiklet eder. Her personelin
kendi bavulu var ama aynı zamanda bisikleti ya da ekipman çantası, jelleri, su
şişeleri, her şeyi var. Örneğin, California Turu gibi bir yarışta ayrıca zamana
karşı bisikletleri de getirmemiz gerekir. Ve bu işleri çok karıştırabilir.
Peloton: Ve oraya vardığınız zaman, dükkanı çabucak açmanız
gerekir!
Gonzalez: Evet, vardığınız zaman her şeyi çok çabuk açıp
boşaltmanız ve en kısa sürede kurmanız gerekir. Örneğin, San Juan’a 20 Ocak
Cuma günü vardık. Ancak bisikletler Buenos Aires havalimanından bir kamyonla
Cumartesi sabahı geldi. Bu noktada bisikletçiler gerçekten çıkıp sürmek
istiyordu çünkü iki gündür yoldalardı. Kendilerini toparlamaları için bu çok
önemli. Bizim her şeyi boşaltıp bisikletlerini hazırlamak için iki saate yakın
süremiz vardı. Esasında bir saatte ilk altı bisikleti hazır hale getirdik
böylece bisikletçiler gidip antrenman yapabildi. Ancak bazı yarışlarla
kıyaslandığında Arjantin’e gelmek “kolay” çünkü her yarışçının yalnız iki
bisikleti oluyor. Ekstradan zamana karşı bisikletleri ya da liderler için
ekstra bisikletler olmuyor.
Peloton: Bisikletçiler için zamana karşı etaplarda zamana
karşı bisikletler olmaması problem yaratmıyor mu?
Gonzalez: Yani bu seçim yarış yetkilileri tarafından
yarıştan önce yapıldı, yani herkes için aynı oldu. Tek fark burada normal yarış
bisikletlerine gidon eklentisi yapmak için izin vermeleri. Ancak bizim yeni
Madone bisikletlerimizin zamana karşı eklentileri henüz yok. [Bauke Mollema ve
Matthias Brandle yarışı ikinci ve üçüncü bitirdi, zamana karşı etabını kazanan
Ramunas Navardauskan’ın üç ve yedi saniye arkasında]
Peloton: İşin hakkındaki en iyi şey nedir?
Gonzalez: Kişisel olarak tekerlekler üzerinde çalışmayı
seviyorum. Neden bilmiyorum. Onlar değişmeyen sabit şeyler olduğu için olabilir
diye düşünüyorum. Bisikletler her zaman değişiyor. Teknoloji her zaman
değişiyor. Ancak tekerlekler o kadar da değişmiyor. Hala tekerlekleri
yapıştırmanız gerekiyor vs. Özel bir iş, çok belirli bir iş. Ancak bunda benim
yapmayı sevdiğim bir şeyler var.
Peloton: İşinizin en zor kısmı nedir?
Gonzalez: Seyahat etmek. Kızım sekiz yaşında ve çok çabuk
büyüyor. Ben uzun süre yolda olduğumda bütün aile için zor oluyor.
Peloton: Favori yarışınız hangisi?
Gonzalez: Criterium du Dauphine (Dauphine Libere) derdim. Yazın
başlarında bir haftalığına Fransız Alpleri’nin içinde ve etrafında oluyoruz.
Yarış da rahat oluyor. Ve çok da güzel.
Bu yazının orijinali PelotonMagazine.com adresinde
yayınlanmıştır.
Bu çeviri artemiofranchi.org dışında kaynak
gösterilse dahi izin alınmadan yayınlanamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder