Kesin ve net
cevapları olmayan yalnız tahminlerden ve spekülasyonlardan ibaret bir tartışma
bu. Yine de hayatta bir kez karşılaşabilir denen tarzda iki at, başarı dolu
yıllarla gelince hele bir de aynı kişi tarafından yetiştirilmişlerse bu
tartışma kaçınılmaz oluyor. Kim daha iyi at? American Pharoah mı (Pioneer of
the Nile**) or Arrogate mı
(Unbridled’s Song**)?
**Parantez içindeki isimler atların babalarının isimleriymiş. Mustafa Çakar'a teşekkürler.
**Parantez içindeki isimler atların babalarının isimleriymiş. Mustafa Çakar'a teşekkürler.
GI Breeders’ Cup
Classic’ten beri doğru cevabın Arrogate olduğunu düşünürdüm ama bunu dile
getirmenin veya yazıya dökmenin kutsala sövmek olacağını düşündüm. Arrogate,
Triple Crown’da yarış bile kazanmamıştı. Pharoah sadece kazanmakla kalmayıp 37
yıllık çoraklığı bitirmişti. Artık
imkansızmış gibi görünen spor başarısını gerçeğe dönüştürmüştü. Triple Crown
galipleri pantheona (en büyük
tapınak/ulusal anıt) aittir ve bu 12 kişilik ufak grup, dışardan gelen pek
fazla yeni galibi karşılamaz.
“Kim daha iyi at?”
sorusu tam anlamıyla yalnızca yarış pistinde cevaplanabilir. Bunu bir yana
koyarsak hız ölçümlerine bakabilirsiniz. Beyer ölçeğinde Arrogate daha iyi. American
Pharoah, GI Kentucky Derby’de 105, GI Preakness S.’te 102, GI Belmont S.’de 105
ve GI Haskell Invitational S.’de 109 koştu. Classic galibiyetindeki 120lik
koşusuna kadar Beyer ölçeğinde üst aşamalara çıkamamıştı. GI Travers S.’te yarışacak
yaşa geldikten sonra Arrogate, Saratoga’daki galibiyetinde 122, Classic
galibiyetinde 120 ve GI Pegasus World Cup’ta 119 koşmuştu.
Arrogate daha
hızlı olan at.
Sonra ortada
kazançları var. Arrogate’e 17 milyon dolar yazıyoruz, 8.6 milyon dolar da
Pharoah için. Fakat Pegasus World Cup’tan gelen ödülü çıkartıyoruz çünkü
American Pharoah yarışırken o yarış ortada yoktu. Sonuç olarak aralarındaki
fark kayda değer olmuyor. Kazançlara bakmak bu ikiliyi kıyaslamak için adil bir
yol değil.
Kazançları
gözardı edip hız numaralarına birazcık daha fazla itimat ediyorum. Ben oyumu,
Arrogate’in Cumartesi günü gösterdiği, muhteşem zorluklara rağmen G1 Dubai
World Cup’ı kazanma yeteneğine dayandırarak veriyorum. Bu seviyede bunu
yalnızca en iyiler arasındaki en iyisi yapabilir. Her ne kadar muhteşem bir at
olsa da, American Pharoah kariyerinde karşılaştığı tek gerçek zorlukta, zıtlık
göstererek, Travers’ta başarısız oldu.
Güçlüklerin
üstesinden gelebilecek yetenek ve yüreğe sahip olmak bu ikiliyi ayıran şey.
Kariyer
başlangıcındaki açıklanamayan kötü performanstan sonra Pharoah, Arkansas hazırlıklarından,
Triple Crown yarışlarından ve Haskell’den rüzgar gibi geçti. Her zaman
tereyağından kıl çeker gibi yarışlar yaşamadı fakat kaybetmiş olsa mantıklı bir
bahane olarak öne sürebileceği ciddi bir zorlukla da karşılaşmadı. Travers
farklıydı. Frosted (Tapid), Pharoah’a karşı düzlükte gözdağı verdi ve yarış temposu o kadar hızlı olmadığı halde Pharoah’ın kaldırabileceğinden
fazlasıydı. Son sprint bölümünde bitmiş haldeydi ve Keen Ice (Curlin)’e
kaybediyordu. Bu arada bu, Dubai World Cup dahil, Arrogate’e karşı bütün
startlarında çift haneli uzaklıklarla kaybetmiş olan Keen Ice’tı. Kendisi bugün
itibariyle Arrogate’e karşı toplamda 33,5 boy farkla kaybetmiş durumda.
Bunu Arrogate’in
dün başına gelenle kıyaslayalım. Startta vücuduna darbe aldı ve son sıraya
düştü. Bu ona 4-5 boy kadar farka mal oldu ve tempoyu takip edebileceği komfor
alanından çıkardı.
Smith
paniklemedi. Atına da telaş yaptırmadı, tam tersine atları teker teker metodik
olarak geçti ancak bu onun dışarda kalıp, çok iyi bir at olan Gun Runner’ı
(Candy Ride [Arg]) geçmek zorunda olacağı anlamına geliyordu.
Baffert, “O zaman
düşündüm ki ‘Eğer bu yarışı kazanırsa, bu gördüğüm en inanılmaz attır,’” dedi,
belki de kendini ana o kadar kaptırmıştı ki antrenörlerin, farklı kişilerin
sahibi olduğu en üst seviye atlar arasında kıyas anlamına gelebilecek sözler
söylememesi gerektiğini unutmuştu.
Trakus’a göre
Arrogate, Gun Runner’a göre 13 metre (42 feet) daha fazla mesafe gitmişti ancak
bu o kadar önemli değildi. 2 ¼ boy farkla komforlu bir şekilde kazandı ve çok
çetin bir yarış geçirdiğinin emarelerini de göstermiyordu.
Arrogate çzigiyi
geçtiğinde Meydan sunucusu Terry Spargo, Arrogate’den Man o’War ile aynı
cümlede bahsetme cürretini gösterdi.
Spargo “21.
yüzyılın Man o’War’unun vaftiz edilmesine mi şahit olduk?” diye sordu.
Bu biraz abartma
olabilir. Belki de değildir. Peki Arrogate’in bunu Man o’War’un 100. doğum
gününe 4 gün kala yapması tesadüf müdür?
Arrogate kısa bir
süre sonra Baffert’s Santa Anita’daki üssüne dönecek. 5, 10 ve 12 milyon
dolarlık yarışları kazandıktan sonra kanıtlayacak pek bir şeyi kalmadı ve
kalkıp da 1 milyon dolarlık yarışlara katılırsa varoşlarda hayır işi yapıyormuş
gibi görünür. Baffert/Juddmonte takımı Arrogate için yaptıkları seçimlerde
oldukça dikkatli oldular ve bütün seçeneklerini değerlendirmeden bir karar
vermiyorlar. Benim tahminim onu Classic hazırlıklarına kadar görmeyeceğimiz, bu
da ya GI Pacific Classic’te ya da GI Awesome Again S’de olacaktır. Sonra da damızlığa
gönderilmeden önce Classic-Pegassus günlük dublesini tekrarlamaya çalışacaktır.
Yani büyük
ihtimalle onu artık fazla izleyemeyeceğiz ama ABD’nin yarış pistlerine dönüşü
de ne büyük şölen olacak. Ne zaman ve nerede olursa olsun bu spor, American
Pharoah’a bir özürle birlikte, modern zamanların en büyük atının dönüşüyle
ödüllendirilmiş olacak.
Bu yazı 25 Mart 2017 tarihinde thoroughbreddailynews.com
adresinde Bill Finley tarafından yayınlanmıştır.
Bu çeviri artemiofranchi.org dışında kaynak
gösterilse dahi izin alınmadan yayınlanamaz.
*İlk kez bir at yarışı yazısı çeviriyorum,
sporun kendisiyle de ilgim olmadığından bazı terimleri ve yarışları yanlış
çevirmiş/kullanmış olabilirim.
1 yorum:
Süper olmuş, gözüne eline sağlık tşklerç
Yorum Gönder