Her zaman sporcular tembellik yapacak değiller. Ben de dünü kendime göre bir geçiş etabı olarak gördüm ve altıncı etapla ilgili yazıyı yedinci etabın başladığı dakikalarda yazdım. Çok da yazasım yoktu aslında ama seriyi bozmak olmazdı. Daha kısa tutacağım bu yazıyı. Zaten öyle ucundan kıyısından bir şey yakalayıp da detaylandıracak bir durum da olmadı.
Etabın başlarında dışarıdaydım, bisikletle yeni yeni ilgilenen arkadaşıma bugün kaçanların kazanacağını, ona göre izlemesini söyledim. Öyle bir saniyede senaryosu tahmin edilebilecek bir etaptı ki zaten bu yüzden Dillier ve Stuyven gibi iki adam kaçış grubuna girdiler. İlk günün sürprizi Pöstlberger de kaçıştaydı ancak bu iki isme karşı şansı olmadığını hepimiz biliyorduk.
Yayın sırasında buradaki son etabı kazanan Garzelli, yarışçılara taktik verdi. "Kazanmak için son 120 metrede sprinte başlamalısınız" dedi. Elbette bunun sporcuların kulaklarına bir not olarak söylenip söylenmediğini bilmiyorum ancak o etabı bir kez izleyen her sporcu yaklaşık olarak aynısını düşünmüştür. Sonuç da hemen hemen öyle oldu, Dillier 150 metre civarında sprinti basıp gitti ve Stuyven, Pöstlberger'i kontrol edeyim derken Dillier'nin çıkış anını kaçırdı.
Stuyven belki de çeyrek veya yarım saniyelik bir gecikmeyle reaksiyon verdi bu atağa ama zaten o çeyrek saniye civarı gecikme yüzünden finişteki yarım tekerleklik fark oluştu. Sprintte Stuyven'in bacakları daha doludur ve rahat alır dedik ama Dillier gücünü ekonomik kullanmış ve son patlayıcı gücü yaratacak kadarını depolamış etap sonunda.
Stuyven tamamen kendisine göre dizayn edilen, "Nasıl bir etapla kazanmak istersin?" deseler yaklaşık böyle bir profil çizeceği etabı yarım tekerlekle kaybetti. Tıpkı bu sezon klasiklerde gördüğümüz, üçlü-dörtlü sprintlerinde, Sagan başta olmak üzere bazı isimlerin diğer rakibi kollarken esas atağı kaçırmaları gibi oldu bu da. Stuyven çok genç, öğrenecektir. Gerçi Dillier de yaşlı değil, iki yaş büyük sadece. Biri 90'lı diğeri 92'li. Umarım bu ikiliyi bu tip etaplarda ve klasiklerde sık sık rekabet ederken görürüz. Yarış sonunda, finiş çizgisindeki bu kare(yazının görseli), gelecek için güzel bir fragman olmuştur belki de.
12.05.2017
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder