Alpler nihayet geldi çattı ve son iki yokuş etabına girdik. Bu etapla da biri geride kalmış oldu ancak vadettikleri ile elde edilen şeyler bambaşka oldu. Bu etapta yeşil mayoda değişimi ve sürpriz iki abandoneyi kimse beklemiyordu muhtemelen. Thibaut Pinot ve Marcel Kittel abandone oldular, mayo da Michael Matthews'a geçti. Kazanan ise 35 km kala yaptığı solo atakla Primoz Roglic oldu. Bisikletin en enteresan karakterlerinden, hikayesi en acayip adamlarından Roglic, yükselişine adım adım devam ediyor. Geçen yıl Giro'da kıl payı kaçırdığı zamana karşı etabından sonra bu defa kazanmayı başardı. Üstelik uzman olduğu zamana karşıda değil, Telegraph-Galibier ikilisinin çıkıldığı günde yaptı bunu. Yokuş ve etap kovalayan bir zamana karşıcı mı olur, Ardenne klasiklerine mi yönelir yoksa genel klasman mı kovalar bilmiyorum ama şu karar aşaması sayılabilecek iki-üç yılında bir genel klasmancıya dönüşmesini çok çok istiyorum. Çok heyecan veriyor kendisi.
Blogda daha önce kimi çevirsek uğurlu gelmişti o kişiye, Roglic için de değişmedi kural. Ögeday'ın yaptığı Roglic çevirisine buradan ulaşabilirsiniz: http://www.artemiofranchi.org/2017/02/primoz-roglic-kimdir.html
Roglic'in galibiyeti dışında genel olarak yaşananlara uzun uzun değinmek istemiyorum çünkü artık keyif almıyorum Tour de France 2017'den. Bardet kendi başına bir şeyler deniyor, Froome yakalıyor, Uran en güçlü bacaklara sahip belki de ama o da gitmiyor, Aru desen zaten neyse şimdi.......
Uran neden hiç atak denemiyor bilmiyorum ama kazanmaktansa podyumu garantiye almayı düşünmesi en yüksek ihtimal. Muhtemelen burada podyumda yer almaya veya kazanmaya bu kadar yaklaşmaya takımı da ihtimal vermiyordu. Temkinli olmalarını bir nebze anlıyorum. Domestiğiniz yokken Aru-Bardet-Froome üçlüsüne karşı tek atak şansınız olur ve eğer başaramazsanız bir dahaki atakta çatır çutur yerler sizi. Belki de Izoard'ı bekliyordur. Bugün ikinci sıraya ortak oldu, zamana karşıda Bardet'yi yer bitirir, en kötü ikinci olur. Şu an Froome'un 27 saniye gerisindeler ve Bardet için son şans Izoard yokuşu olacak. Adeta ya hep ya hiç diye saldırmak zorunda. Yoksa zamana karşısı hiç iyi değil, belki Aru ile mücadele eder ve geçer ama Uran ve Froome'dan fark yiyecek.
Bu ataksızlık ve büyük beklentilerle başlayıp bomboş, heyecansız geçen etaplar beni genel klasman konuşmaktan soğuttu. Daha doğrusu her gün aynı şeyleri yazmak istemiyorum. Gerçekten bıktık yahu. Atak yok, kimse kimseyi dökmüyor, son anda zaman bonusu varsa sprint atıyorlar. Sadece Aru denen salak arkadaşımız iki etapta çok alakasız zaman kaybı yaşadı ve podyumdan düştü. Izoard'da harcayacak bir yakıtı yoksa şampiyonluk değil podyum mücadelesi de bitti onun için.
Günün üzücü gelişmesine dönelim: Marcel Kittel. Etabın ilk bölümlerinde yaptığı kazadan sonra sağ dizi kanlar içindeydi, sağ omzunda da mayosu yırtılmıştı. Ne yazık ki olmadı, devam edemedi. Bir gün önce sprint etabında çapraz rüzgar kurbanı oldu, Team Sunweb adeta dürüme sarıp tatlı tatlı yedi Kittel'i. Bugün de direnecek gücü kalmadı kazadan sonra. Michael Matthews, Kittel abandone olmadan önce ikinci derece yokuşu aşıp sprint kapısını almıştı ve farkı dokuza kadar indirmişti. Matthews sonuna kadar hak etmişti bu turda bir ödül almayı ama keşke bir iki etapta daha zorlayıp Kittel de yarışırken kazansaydı. Hem Kittel'in yeşil mayo hikayesi yarım kaldı hem de Matthews'ın olası yeşil mayo zaferindeki epik detaylardan biri uçtu gitti. Yapacak bir şey yok, bisikletin acımasız yönü işte. Üç haftanın her gününü sağlam çıkarma ihtimaliniz yok. Düz yolda düşen Kittel abandone olurken Porte ile beraber 72 km/s hızla inerken kayaya çarpan Dan Martin devam edebiliyor. Düşerken kazanın nasıl sonuçlanacağı büyük bir piyango bazen. Bu yıl çok fazla iyi adamı beklenmedik şekilde yarıştan uğurladık, umarım kalan dört etapta daha fazla can sıkıcı abandone görmeyiz.
20.07.2017
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder