Marc Brewer, Dial Square taraftarı olarak hala Arsenal kıyafetlerini giyiyor. |
O anda Emirates
Stadyumu tarihinin gelmiş geçmiş en önemli lig maçı oynanıyor fakat Arsenal
kombinesine sahip Stuart Morgan, stadyumdan 38 km uzaktaki Chertsey kasabasında bulunuyor.
Mütevazı bir kulüp
binasının alçak tavanının altında lager birasını yudumluyor. Arsenal’ın
Manchester City karşısındaki mücadelesini yayınlayan televizyondan tiz bir ses geliyor. Stuart her vuruşu adeta yaşıyor, Gabriel Martinelli’nin ortasına
kafa vuran oymuşçasına kafasını sallıyor. Fakat yaşananlardan bayağı uzakta.
Şaşırtıcı bir
şekilde, Clock End tribünündeki her zamanki koltuğunu bir dostuna hediye etti.
Kolunu kesseniz Arsenal’in bugüne kadar giydiği bütün kırmızı formaların tonlarında kanı
akacak bu adam, Mikel Arteta’nın takımının Erling Haaland, Kevin de Bruyne ve
diğerlerine karşı ışıklar altında vereceği mücadeleyi izleme fırsatını kendi
isteğiyle tepti.
Santradan yarım
saat önce “Dial Square FC’nin tüm hikayesini anlattığımdan emin olmak istedim”
diyor.
“Hikayeyi düzgünce
anlatmamız önemli.”
Stuart Morgan |
Bu hikayenin
başlangıç noktası tartışılabilir. Bazıları Dial Square Futbol Kulübü’nün 2020
yılında Stuart Morgan tarafından önderlik edilen, Londra kulübünün yönetilme
şeklinden hoşnutsuz bir grup Arsenal taraftarınca kurulduğuna inanıyor.
Diğerleri ise bu
hikayenin ilk satırlarının 2018 yılında, Amerikalı bilyoner Stan Kroenke’nin
Arsenal’in kesin sahibi olduğunda yazıldığını iddia ediyor.
Belki de daha da
geriye 2006’da Highbury’nin yıkılışına ya da 1994’te koltuksuz tribünlerin
yasaklanmasına gitmemiz gerekiyor. Veya yarı-yarıya atkıların futbol
sahalarının dışında ilk görüldüğü hangi zamansa oraya.
Morgan “Modern elit
futbolda bir şey oldu ve birçok taraftarın içine sinmedi. İçinizde rahatsız
edici bir his var.” diyor.
“Para. Açgözlülük.
Taraftarların müşteri muamelesi görmeleri. Var olmamızın tek sebebinin para harcamamız
olduğunu hissettiriyorlar.”
“Birçok şey değişti
ve hepsi iyi yönde değil. Kulüp arması, stadyum, bilet fiyatları; artık her hafta
farklı bir forma giyiyorlarmış gibi geliyor. Aşık olduğum Arsenal bu değil.”
“Bu konu hakkında
bunalım yaşamaktansa bir şey yapmaya karar verdim.”
İnşaat sektöründe
çalışan Morgan, lig dışı futbol yönetimi konusunda tecrübe sahibi. 2016’da
Camberly Town’da yönetici olarak kulübün o yılki FA Vase kupasında yarı final
oynamasında rol sahibi oldu. Bu ona kendi başına yol almak konusunda güven
verdi, AFC Wimbledon ve FC United of Manchester’ın kaderleri de. Kulüplerinin
yönetimine inancını kaybeden ve seslerini duyurmak isteyen taraftarlarca
kurulan diğer iki kulüp.
Dial Square, 1886
yılında güneydoğu Londra’daki Woolwich’te bulunan cephane fabrikasındaki
işçiler tarafından konulan Arsenal’ın orijinal ismiydi. Bir ay sonra Royal
Arsenal olarak yeniden isimlendirilen kulüp 1893’te tekrar isim değiştirerek
Woolwich Arsenal oldu. 1913 yılında ise nehrin öte yanına geçerek kuzey Londra
takımı haline geldi.
Morgan’ın uzun
vadeli planı Dial Square kulübüne Woolwich’teki kurucu fabrikaya en yakın
kalıcı yuvayı bulmak. Şimdilik Chertsey Futbol Kulübü’nün Alwyns Lane sahasında
kiracı durumdalar
Arsenal’ın
Manchester City maçından dört gün önce, gri Surrey gökyüzünün altında Dial
Square, Lightwater United Futbol Kulübü’nü ağırlıyor.
Oyuncular tok bordo
renginde forma ve ona eş çoraplarla birlikte beyaz şort giyiyorlar. Kulübün
armasında ‘yeni şafağı’ simgeleyen güneş saati hakim. Altındaki sancakta Latincede
yeniden doğuş anlamına gelen ‘renascitur’ kelimesi yazıyor. İki tarafında hem
yeni başlangıcı simgeleyen hem de Morgan’ın bu fikrinin ilk kök saldığı Royal
Oak puba (Kraliyet Meşesi) gönderme olan meşe palamutları var.
Dial Square oyunu
domine ediyor. Morgan ise devamlı aksiyon halinde. Sürekli telefonundan mesaj
forumlarını ve kulübün sosyal medya kanallarını güncelliyor. Norveç, Yeni
Zelanda, Almanya ve ABD gibi ülkelerden de olan 4000’den fazla taraftara
sahipler.
Alwyns Lane’de
yaklaşık 50 taraftar var. İngiliz futbolunun 12. Seviyesinde olan Batı Surrey
County Orta Seviye Ligi’nin Birinci Grup maçı için oldukça büyük bir kitle. Hemen
hemen hepsi aynı bölünmüş aidiyeti paylaşıyorlar, aynı zamanda Arsenal
taraftarı olmak.
Büyük dedesi
1920lerde Highbury’de saha görevlisi olan Dave Nathan “Her zaman bir Arsenal
taraftarı olacağım,” diyor. Büyükannesi eskiden Laundry End (Çamaşır Tarafı)
olarak bilinen North Bank tribününde, demirden yıkama tahtasında Arsenal
oyuncularının formalarını yıkamış. Nathan’ın “Acaba büyükannem yüzünden mi diye
merak ediyorum” dediği sırada Dial Square’in uzun boylu stoperi Adam Sewell
maçın ilk golünü atıyor.
“Timbuktu’da da
doğmuş olabilirdim ama yine de Noel hediyesi olarak bana kırmızı beyaz bir Arsenal atkısı verilirdi. Arsenal benim DNAmda var.”
Nathan, futbola
gitmenin eskiden “bir his olduğunu” söylüyor. “Bankada kaç paranızın olduğunun
önemli olmadığı, sadece Arsenal’ın parçası olmanızın önemli olduğu” ideal bir
ortamdan bahsediyor. “Şimdi ise Emirates’te maç biletlerini bir statü sembolü
olarak gören çok fazla insanın olduğunu hissediyorum. Kimseyi gittiği için
eleştirmeyeceğim ama şahsen çok fazla değiştiğini hissediyorum. Atmosfer çok
sessiz. Önceden sahip olduğum camia hissi, o büyü kayıp. Bunu geri kazanır
mıyım merak ediyordum. Bütün ülkeyi gezdim ve 92 yaptım. Benim için bu,
turnikesi olup da futbol maçı için size ücret karşılığı bilet satan her
stadyuma gitmek anlamına geliyordu.”
“Futbol piramidinde
aşağılara gittikçe kulüp ve taraftarlar arasında daha güçlü bağ vardı. Kulüpler
verdiğiniz her kuruşun hakkını veriyordu.”
Ama hiçbir kulüp
derdine derman olamadı, böylece Nathan Emirates’e döndü.
“Andy Carroll’un
Manuel Almunia’nın üstünden zıpladığı maçtı [2010 yılında Newcastle’ın 1-0
kazandığı], eşimin oğlunu maça götürmek istedim ama ne yazık ki bilet yoktu. Bu
yüzden kendim gittim.” diyor.
“Fakat stadyumda
çok fazla boş koltuk gördüm. Maçın cazip gelmediğine karar veren kombine
sahipleri ya da ilgilenmeyen şirket çalışanı tipliler. Sahada Üçüncü Dünya
Savaşı başlayabilirdi ama tribünde ellerinde telefon, birbirleriyle laklak eden
takım elbiseli çocuklar fark etmezlerdi bile. Bir de üstüne maçın bitmesine 20
dakika kala stadyumdan çıktılar. Sinirden tütüyordum. Üvey oğlum onların
yerinde maçı izleyebilirdi.”
“Eski ordu mensubu
olan babam beni işleri, onun deyişiyle ‘Arsenal yoluyla’ yapmam için büyüttü.
‘Bu Arsenal yolu değil, Arsenal yolunu kaybettiler’ diye düşündüm. O zamandan
beri Dial Square gibi bir şey arıyorum. Burada sahip olduğumuz şey özel.”
Dial
Square bir korner kullanıyor ve iki takım tarafından birkaç beceriksiz dokunuş
sonrası, Sewell ikinci kafa golünü atıyor. Sahanın diğer tarafındaki Dial
Square kalecisi Aaron Bufton’ın arkasında iki büyük pankart asılı.
Birinde
‘Fakirlerce yaratıldı. Zenginlerce çalındı’ diğerinde ‘#KeepGreedOutOfFootball
(#AçgözlülüğüFutbolunDışındaTutun)’ yazıyor.
Wembley
Stadyumu’nda yer alan University Campus of Football Business’ta (Futbol
İşletmesi Üniversite Kampüsü) ders veren Andreas Charalambous “Gerçekten bu
kadar basit,” diye açıklamaya başlıyor.
“İnsanlar
gizli hedeflerimiz olduğunu düşünüyor olabilir. Biz işleri doğru yapıyoruz.
Buraya geldiğimde müşteri gibi değil yoldaş gibi hissediyorum.”
Charalambous
aynı zamanda kulübün %15ine sahip olan
Dial Square FC Enterprise’ın (DSFCE) (Dial Square FC Girişim) başkanı olarak da
hizmet veriyor. Kalan %85 şimdilik Stuart Morgan’a ait ancak hedefi zamanla
kulüpteki hakimiyetini azaltarak tüm kontrolü DSFCE’ye vermek.
DSFCE
hissedarlardan değil, üyelerden oluşuyor. Üyeler yıllık 90 pound harcayarak
‘tam taraftar sahip’ olarak katılıyorlar. Kulübün günden güne işleyişi
konusunda her üyenin sesini duyurması teşvik ediliyor ve üyeler eşit oya
sahipler.
Morgan
“Herkesin bütün istediği söz haklarının olduğunu, söyledikleri şeyin önemli
olduğunu hissetmek” diye ekliyor. “Buraya geldiğinizde kendinizi yetkili
hissediyorsunuz. Gerçekten önemlisiniz. Bunun futbol taraftarları için ne kadar
önemli olduğunu gözardı edemezsiniz.”
Bugünkü
Arsenal hakkında nasıl hissettiğini sorduğumuzda Morgan bir an duraklıyor.
Normalde kelimeler, Bukayo Saka’nın ayaklarından daha hızlı çalışan
dudaklarından sel olup akıyor. Bunun hala pençeleştiği bir soru olduğunu
görebiliyorsunuz.
“Dürüst
olmak gerekirse sevgi-nefret ilişkisi. Sahaya gittiğimde bu şeyleri zihnimde
arkaplana atmaya çalışıyorum. Kendimi suçlu hissediyor muyum? Belki biraz. Ama
gidip futbol kulübümü izliyorum. Her zaman sevdiğim ve izlediğim futbol
kulübümü. Sahipler gelip gidecekler. Kroenke bir gün kar için kulübü satacak.
Ben hala burada olacağım.”
“Biz
insanları Arsenal’ı desteklemeye devam etmeleri için teşvik ediyoruz. Hiçbir
zaman ya o ya bu durumu olmadı. Bizler siyah ve beyaz değiliz. Hiç kimseye
hiçbir zaman seçmek zorunda olduklarını söylemeyiz. Arsenal formasıyla maç
izlemeye gelen Dial Square taraftarları var ve bu harika. Musluğu
kapatamazsınız, Arsenal’ı desteklemek vücüdunuzda, kanınızdadır.”
1970lerde
8 yaşındayken Highbury’de ilk maçına giden Marc Brewer için bu özellikle doğru.
Sol kolu klasik gotik fontla yazılmış Arsenal dövmesiyle kaplı. Sağ kolu ise
küçük Noel ağaçlarına benzeyen beyaz işaretler ve daha gerçekçi görünen topa
[silah] sahiplik eden, eski ambleme ait bir tuval.”
Brewer’ın
adanmışlığı derisinin derinliklerinden daha fazlası. En büyük oğlunun ismi
James Charles Paul Merson Brewer. İkinci oğlunun ismi Mathew Joseph Ian Wright
Brewer. Kızı doğduğunda da geleneği sürdürerek Hollie-Ann Manu Petit Louise
Brewer ismini vermiş.
Çocuklarının
isimleri için “Söylemesi zor ama Arsenal’ı ne kadar sevdiğimi gösteriyor.”
diyor.
Brewer
hem DSCFE’nin yönetim kurulunda yer alıyor hem de Dial Square’in sekreterliğini
yürütüyor. Emirates’e iki kez gitmiş ancak iki seferde de kendisini boş hissetmiş.
Arsenal’ın kiminle oynadığını hatırlayamıyor ve “Bir iz bırakmadı” diyor.
Eğer
Brewer bıkmışsa bunun nedenini anlamak kolay. Kulübün armasını koluna dövme
yaptırdıktan bir hafta sonra amblem şimdiki haline dönüşmüş. Modern estetiğe
daha uygun şekilde daha yumuşak hatlar, daha parlak renkler. Brewer “Amaç neydi
ki? Sırf değiştirmiş olmak için değişim gibi. Garip. Artık ona bağlılık
hissedemiyorum.” diyor. “Acı verici, gerçekten öyle. Bir şey kaybetmişim gibi
hissediyorum. Yine de izlemeyi bırakamıyorum. Her zaman Arsenal kazansın
isteyeceğim ama o bağlılık hissi gitti.” diye devam ediyor.
“Yani
böylece Dial Square’e katıldım. Bu düşük seviyede başlayarak, en başından
itibaren yolculuğa eşlik etmek, bu gerçekten bana cazip geliyor.”
Bu
duygu hem taraftarlar hem de oyuncular tarafından yankı buluyor. 34 yaşındaki
kulüp kaptanı Eddie McKinlay daha üst seviyede futbol oynama umutlarının
bittiğini biliyor ancak büyük hedefleri olan bir kulüpte mirasını bırakma
şansının da farkında.
Takımı
4-1lik galibiyeti aldıktan sonra “Bu grubun gerçekten muhteşem bir şey yapma
şansı var. 10 ya da 20 sene sonra geriye dönüp: ‘Başlangıçta oradaydık. Bunun
olmasına yardım ettik.’ diyebiliriz. Her kulüp bunu size sunamaz.” diyor.
Morgan
bu başlangıcın götürdüğü nokta konusunda kararlı. Onun hedefi, 10 yıl
içerisinde Dial Square’in Futbol Ligi’ne girmesine eşlik etmek.
“Başladığımızda
kendimize 5. sezonumuzun sonunda altıncı adıma (10. Seviye Lig) hedefi koyduk.
Eğer bu sezon yükselirsek, ki yükseleceğiz,
ve gelecek sezon da yükselirsek oraya bir yıl önce varmış olacağız.”
Şu
anda proje üyelerinin katkılarıyla fonlanıyor. Morgan’ın cebinden çıkan tahmini
3000 pound başkandan alınan borç olarak geçiyor ve varlık yönetim şirketiyle
bir sponsorluk anlaşması var. Online dükkandan 8000 pound gelir elde edildi.
Arsenal’ın geçmişi ve Dial Square’in bugününü birleştiren ürünler var.
Özellikle bereler çok popüler. Arsenal’ın 1971’de duble yapan takımını yansıtan
sarı deplasman forması anında tükenmiş.
“Basamakları
tırmandıkça daha çok ilgi çekeceğiz. Formalarımızı alarak bu projeyi
destekleyecek daha fazla taraftarın ilgisini çekeceğiz. Daha fazla sponsorluk
geliri elde edip daha fazla forma satacağız ve daha fazla oyuncu kulübe
katılmak isteyecek. Gidilecek tek istikamet yukarısı.” Morgan sözlerine böyle devam ediyor.
Dial
Square’in Lightwater karşısındaki galibiyeti onları ligde ikinci sıraya
yükseltiyor.
Dört
gün sonra, kulüpteki televizyon ekranlarında Arsenal oyuncuları ısınırken Dial
Square’in şampiyonluk yarışıyla ilgili yeni haberler düşüyor. Daha önceden
iptal edilmiş bir maç için üç puanla ödüllendiriliyorlar. Böylelikle şimdi
ligin lideri Laleham ve Kempton FC’nin iki puan gerisindeler ve bir maç
eksikleri var.
İşler
Arsenal için iyi gitmiyor. De Bruyne’nin süper açılış golü Saka’nın penaltısıyla
eşitlense de ikinci yarı trafik Arsenal kalesine doğru tek yöne akıyor.
City’nin daha iyi yedek kulübesi fark yaratıyor ve önce Jack Grealish sonra
Haaland gol atarak 3-1lik galibiyeti garantiliyorlar.
Son
düdükle birlikte Chertsey’in kulüp binasındaki Morgan, Nathan, Brewer ve
diğerlerinin süngüsü düşmüş vaziyette. Kendilerini çabucak toparlıyorlar ancak
kısa bir zaman için de olsa ilk kez çocukluklarında kurulmuş bu ilişkiye aynı o
zamanki gibi bağlılık gösteriyorlar. Eski bağlar hala güçlü şekilde yerinde duruyor.
Ticari
anlaşmalardan, satışlardan, Süper Lig konusundaki ayrılıklardan ve Wenger Out [Wenger
Dışarı] çatlaklarından, yerel bir kulübün uluslararası bir holdinge
metamorfozundan sonra bile kalpleri şehrin öte yanındaki kulüp için atıyor.
Morgan
“Bu asla değişmeyecek.” diyor “Umarım bir gün insanlar Dial Square için de aynı
şeyleri hissederler.”
Bu
yazının orijinali Daniel Gallan
tarafından 18.02.2023 tarihinde BBC Sport’ta
yayınlanmıştır. Bu çeviri izin alınmadan, kaynak gösterilse dahi artemiofranchi.org dışında
yayınlanamaz.